pasaport-tahdidi-kaldirma-dilekce-ornegi

PASAPORT TAHDİDİ KALDIRMA DİLEKÇE ÖRNEĞİ (2025) 

Pasaport tahdidi kaldırma dilekçe örneği ile pasaport tahdidi olan kişiler tahdidin kaldırılması için dava açabilmektedir.

PASAPORT TAHDİDİ NEDİR? 

Pasaport tahdidi, ilgili kamu kurumları tarafından belirli sebeplerle bir kişinin pasaport almasını veya mevcut pasaportunu kullanmasını engelleyen idari bir tedbirdir. Bu tahdit, genellikle adli, idari veya güvenlik gerekçeleriyle konulmaktadır.

PASAPORT TAHDİDİ HANGİ DURUMLARDA KONULUR?

Pasaport tahdidi, genellikle şu durumlarda uygulanmaktadır:

  • Adli Kontroller: Hakkında ceza soruşturması veya davası bulunan kişiler hakkında mahkemeler veya savcılıklar tarafından yurt dışına çıkış yasağı konulabilir.
  • İdari Kararlar: Kamu kurumları tarafından belirli kişilere yönelik idari kararlar doğrultusunda pasaport tahdidi uygulanabilir.
  • Terör ve Güvenlik Tedbirleri: Milli güvenlik ve kamu düzeni gerekçesiyle belirli kişiler hakkında pasaport tahdidi getirilebilir.
  • Vergi ve Mali Yükümlülükler: Kamu borçları veya mali yükümlülükler nedeniyle de pasaport tahdidi uygulanabilmektedir.

PASAPORT TAHDİDİ NASIL KALDIRILIR? 

Tahdidi koyan kurumun belirlenmesi ve bu kurumla yazılı başvuru yaparak tahdidin nedenini öğrenmek ilk adımdır. Pasaport tahdidinin kaldırılması için izlenmesi gereken hukuki yollar şunlardır:

  • Mahkemeye İtiraz: Eğer tahdit mahkeme kararıyla konulmuşsa, ilgili mahkemeye itiraz edilerek yasağın kaldırılması talep edilebilir. Bu usulde 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) esas alınır.
  • İdari Başvuru ve Dava Açma: İdari bir işlem nedeniyle pasaport tahdidi konulmuşsa, ilgili idari makamlara başvuru yapılarak kararın kaldırılması istenebilir. Ret halinde, idare mahkemesinde iptal davası açılabilir.

PASAPORT TAHDİDİ İPTAL DAVASI 

Pasaport tahdidi olan kişi bu tahdidin kaldırılması için iptal davası açabilir. Pasaport tahdidinin kaldırılması için izlenecek prosedür aşağıdaki gibidir:

  1. İdari Başvuru: İlk olarak, pasaport tahdidinin kaldırılması için ilgili idareye (İçişleri Bakanlığı veya ilgili Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü) başvuru yapılmalıdır. İdare, başvuruyu değerlendirerek olumlu ya da olumsuz yanıt verebilir.
  2. İdari Yargıya Başvuru: İdari başvurunun reddedilmesi veya makul süre içinde yanıt verilmemesi durumunda, yetkili idare mahkemesinde iptal davası açılabilir. Davacı, pasaport tahdidinin kaldırılmasının gecikmesinin telafisi güç zararlar doğuracağını öne sürerek yürütmeyi durdurma talebinde bulunabilir.
  3. Mahkeme Süreci: Mahkeme, dava dosyasını inceler ve ilgili idarenin savunmasını alır. Hukuka aykırılık tespit edilirse pasaport tahdidi iptal edilir.

Pasaport tahdidi işlemi, idari bir işlem olduğundan, bu işleme karşı idare mahkemelerinde iptal davası açılması gerekmektedir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’na göre, dava açma süresi, idari işlemin tebliğ tarihinden itibaren 60 gündür. Bu süre içinde dava açılmazsa hak kaybı yaşanabilir.

Pasaport tahdidi iptal davası açarken aşağıdaki belgeler mahkemeye sunulmalıdır:

  • Pasaport tahdidine ilişkin resmi yazı veya karar,
  • Tahdidin hukuka aykırı olduğunu gösteren bilgi ve belgeler,
  • Nüfus cüzdanı veya kimlik kartı fotokopisi,
  • Vekâletname (Avukat ile temsil ediliyorsa).

İdare mahkemesi, davacı tarafından sunulan deliller ve idarenin savunması doğrultusunda bir karar verir. Mahkeme, pasaport tahdidinin hukuka aykırı olduğuna kanaat getirirse işlemi iptal eder ve bireyin pasaportu üzerindeki kısıtlama kaldırılır. İdare, mahkeme kararına uymakla yükümlüdür. Ancak, kararın uygulanmaması durumunda birey, mahkeme kararının icrası için ayrıca dava açabilir.

PASAPORT TAHDİDİ KALDIRMA DİLEKÇE ÖRNEĞİ 

İSTANBUL NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİNE
YÜRÜTMENİN DURDURULMASI TALEPLİDİR.

DAVACI                               :

VEKİLİ                                 : Av. AYSEL İREM KAP& Av. BERKAY BAŞCI& Av. FERDİ KURNAZ

DAVALI                                : …

KONU                                :  Davalı İdare tarafından tesis edilen işlem açıkça hukuka aykırı olduğu gibi uygulanması halinde telafisi güç ve imkansız zararlar meydana geleceğinden, dava konusu işlemin icra edilmekle tükenecek işlem statüsünde olmasından dolayı davalı idarenin savunması alınmadan yürütmenin durdurulması ile müvekkilin ”elkonulan pasaportun iadesi”ne yönelik yapılan ../../.. tarihli ve … sayılı başvurusunun zımni reddine dair idari işlemin iptaline havi dava dilekçemizin sunulmasından ibarettir. 

AÇIKLAMALAR
Müvekkilin pasaportuna hakim kararıyla tedbiren el konulmuş ve yine hakim kararıyla işbu tedbirin kaldırılmasına karar verilmiştir. Yurt dışı yasağı kaldırılan müvekkil, pasaportunun süresi bittiğinden yeniletmiş, dağıtıma çıkarılan müvekkile ait pasaport  ../../.. tarihinde ..  İlçe Nüfus Müdürlüğüne teslim edilmiştir. Ardından müvekkil, pasaportu teslim almak üzere ilgili Nüfus Müdürlüğüne fiziken gittiğinde pasaportu kendisine hiçbir sebep bildirilmeden teslim edilmemiştir. Akabinde tarafımızca Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü’ne, müvekkilin pasaportunun iadesi talebini havi ../../.. tarih ve … sayılı dilekçe ile başvuru yapılmıştır.
Mezkur başvuruya davalı idare tarafından 30 günlük süre içerisinde kesin cevap verilmemiş olup zımni red koşulları oluşmuştur. Müvekkilin pasaportunun iadesi taleplerimiz hiçbir hukuki gerekçe gösterilmeden zımni olarak reddedildiğinden idari işlemin iptali için işbu davayı ikame etme gereği hasıl olmuştur. Şöyle ki;
1-Müvekkilin halihazırda derdest olan Ağır Ceza Mahkemesi …  Esas sayılı dosyasının ../../.. tarihli , .. no’lu celsesinde “Sanık ……. etkin pişmanlıkta bulunmuş olması  nedeni ile hakkında yurt dışına çıkış yasağı şeklindeki adli kontrol tedbirinin kaldırılmasına,” kararı tesis edilmiştir.
Davalı idare tarafından işbu mahkeme kararı dikkate alınmamış ve keyfi olarak müvekkilin pasaportu iade edilmemiştir, pasaportta tahdit olduğu gerekçesi ileri sürülmüştür.  Önemle belirtmek gerekir ki idari işlemler sebepsiz yere tesis edilemez. Her bir idari işlemin somut vakıalara dayanan bir gerekçesinin olması zorunludur. Müvekkilin Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Kanunlarına bağlı bir Türk Vatandaşı olarak yerleşme ve seyahat özgürlüğüne herhangi yargı kararı olmadan idari olarak engel olunmaktadır. Mevcut bu halde müvekkile pasaportunun iadesinin yapılmaması hukuka aykırılık teşkil edecektir.
Öyle ki 7188 sayılı kanun ile 5682 sayılı Pasaport Kanunda değişiklik yapılmış EK MADDE 7- “ Millî güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen yapı, oluşum veya gruplara ya da terör örgütlerine üyeliği veya iltisakı ya da bunlarla irtibatı nedeniyle;…
C) Mahkemelerce yurt dışına çıkmaları yasaklananlar hariç olmak üzere bu Kanunun 22 nci maddesi uyarınca pasaportları iptal edilenler ile haklarında pasaport verilmemesine yönelik idari işlem tesis edilmiş olanlardan,”
haklarında aynı nedenlerden dolayı; devam etmekte olan herhangi bir idari veya adli soruşturma veya kovuşturma bulunmayanlara, kovuşturmaya yer olmadığına, beraatine, ceza verilmesine yer olmadığına, davanın reddine veya düşmesine karar verilenlere, mahkûmiyet kararı bulunanlardan cezası tümüyle infaz edilenlere veya ertelenenlere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilenlere, başvurmaları hâlinde kolluk birimlerince yapılacak araştırma sonucuna göre İçişleri Bakanlığınca pasaport verilebilir.” açık hükmü eklenmiştir.
Yukarıda yer alan hüküm incelendiğinde, hakkında yapılan kovuşturma neticesinde beraatine, ceza verilmesine yer olmadığına, hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına kararı verilenlere İçişleri Bakanlığınca pasaport verilebileceği hüküm altına alınmıştır. Hal böyleyken hakkında hüküm dahi bulunmayan müvekkilin pasaportuna idare tarafından el konulmuş, kendisine bir gerekçe sunulmadığı gibi davalı idareye yöneltilen taleplerimiz zımni şekilde reddedilmiştir. Anayasa’nın “Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması” başlıklı 13’üncü maddesinde;
 “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.” hükmü;
Temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması” başlıklı 15’inci maddesinde;
“Savaş, seferberlik veya olağanüstü hallerde, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlal edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir. Birinci fıkrada belirlenen durumlarda da, savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler  dışında, kişinin yaşama hakkına, maddi ve manevi varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve cezalar geçmişe yürütülemez; suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.” hükmüne yer verilmiştir.
Anayasa maddeleri uyarınca müvekkil hakkında tesis edilmiş herhangi bir nihai karar olmadığı gibi mahkeme kararı ile yurt dışına çıkma yasağı kaldırılmıştır. Dolayısıyla hiçbir sebep bildirmeden müvekkilin pasaportuna idare nezdinde el konulması, hukuka ve Anayasa’ya aykırılık teşkil edecektir.
2-Mevzubahis idari işlem yetki yönünden sakattır. Bir kimsenin yurt dışına çıkma hürriyetinin kısıtlanması ancak hakim kararıyla mümkündür. Bu sebeple ilgili idari işlem, yargının görev alanına giren bir konuda tesis edilmiş olup, ağır ve açık bir biçimde hukuka aykırıdır. Nitekim Anayasa Mahkemesinin 14.07.2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan  03.06.2021 tarih ve E:2019/114, K:2021/36 sayılı kararıyla da;
Anayasa’nın 23. maddesinin üçüncü fıkrasında “Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti, ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle hâkim kararına bağlı olarak sınırlanabilir.” denilmek suretiyle vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyetinin sadece suç soruşturması veya kovuşturması sebebine bağlı olarak ve ancak hâkim kararıyla sınırlanabileceği hüküm altına alınmıştır.
 Yurt dışına çıkma hürriyetinin düzenlendiği anılan fıkra 2010 yılında yapılan Anayasa değişikliği ile son hâlini almış ve fıkrada yurt dışına çıkma hürriyetinin ancak suç soruşturması veya kovuşturmasından dolayı sadece hâkim kararı ile sınırlanabileceği açıkça ifade edilmiştir. Söz konusu Anayasa değişikliğinin fıkraya ilişkin gerekçesinde de “Maddede yapılan değişiklikle, idare tarafından, vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyetinin sınırlandırılmasına son verilmekte; yurt dışına çıkma hürriyetinin, sadece suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle ve hâkim kararına bağlı olarak sınırlandırılabilmesi ilkesi benimsenmektedir.” ifadelerine yer verilmiştir.
Nitekim Anayasa Mahkemesinin 24/7/2019 tarihli ve E. 2016/205, K. 2019/63 sayılı kararında da belirli şartlarda kişilerin haklarında bir suç nedeniyle yapılan soruşturma ya da kovuşturma olmaksızın ve hâkim kararı aranmaksızın pasaportlarının İçişleri Bakanlığınca iptaline karar verilebilmesine imkân sağlayan kuralın Anayasa’nın 23. maddesine aykırı olduğuna hükmedilmiştir (bkz. §§ 69-77).
 “Anayasa’nın 23. maddesi uyarınca yurt dışına çıkma hürriyetinin ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle sınırlanabileceği ve hâkim kararı güvencesine bağlandığı gözetildiğinde dava konusu kurallarda Anayasa’nın anılan maddesinde yer almayan sınırlama sebepleriyle de söz konusu hürriyetin sınırlandığı ve kuralların yurt dışına çıkış yapılabilmesini idarenin yetkisine bırakarak Anayasa’da belirtilen sınırlama sebeplerine bağlanan hâkim kararı güvencesini ihlal ettiği görülmektedir. Bu itibarla kuralların yurt dışına çıkma hürriyetini Anayasa’ya aykırı olarak sınırladığı sonucuna ulaşılmıştır.” gerekçesiyle 17.10.2019 tarihli, 7188 sayılı Kanunun 2. maddesiyle 5682 sayılı Kanuna eklenen ek 7. maddenin bazı kısımlarının iptaline karar verilmiştir.
Anayasa’nın 23’üncü maddesi uyarınca vatandaşın yurtdışına çıkma hürriyeti, ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle hakim kararına bağlı olarak sınırlandırılmıştır. 5682 sayılı Pasaport Kanunu’na eklenen ek 7. maddenin bazı hükümleri de Anayasa Mahkemesinin 03.06.2021 tarih ve E:2019/114, K:2021/36 sayılı kararıyla, Anayasa’nın 23’üncü maddesinde yer almayan sınırlama sebepleriyle hürriyetin sınırlandığı ve yurt dışına çıkış yapılabilmesini idarenin yetkisine bırakılarak Anayasa’da belirtilen sınırlama sebeplerine bağlanan hakim kararı güvencesinin ihlal edildiği gerekçesine dayanılarak iptal edilmiştir.
Somut olay bakımından, müvekkilin yurt dışına çıkma yasağı Mahkeme tarafından kaldırılmış ve idareye de bildirilmiş olmasına rağmen, müvekkilin el konulan pasaportundaki tahdidin kaldırılmaması ve pasaportun iadesi edilmemesi işlemlerinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Nitekim; benzer olay da İstanbul Bölge İdare Mahkemesi Onuncu İdare Dava Dairesinin 11/10/2021 tarih ve E:2021/856, K:2021/1795 sayılı kararı da bu doğrultudadır. Dolayısıyla Anayasaya göre vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti ancak hakim kararına bağlı olarak sınırlandırılabilir. Anayasamızın sarih düzenlemesine aykırı olan bu işlemin, seyahat hürriyetine de haksız müdahale anlamına geldiği açık olup, hukuka aykırı olarak uygulanan tahdit işleminin iptali gerekmektedir.
3-Söz konusu idari işlem sebep yönünden de sakattır. Elbette ki, ilgili idarenin takdir yetkisi vardır. Ancak idari işlemin hukuka aykırı olarak değerlendirilmesi için gerekçeli olması, sebep unsuruna haiz olması zorunludur.  İdareyi bu işlemi yapmaya sevk edecek maddi veya hukuki bir sebep yoktur.  İdarenin mahfuz alanı yoktur. Davalı idare yetkisini aşarak müvekkilin temel hak ve hürriyetlerinin durdurulması işlemini kendiliğinden tesis etmektedir. İdarenin işbu işlemi yapabilmesi için ancak Anayasa madde 15’deki gibi olağanüstü bir halin mevcut olması gerekmektedir. Dolayısıyla olağan dönemde Temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılması ancak Anayasa m.13 ve ilgili maddedeki sebeplere dayanabilir.
İdare bu işlemi hangi hukuki ve maddi sebebe dayanarak yaptığını belirtmemiştir.  Böyle bir durumun idare tarafından resen tesis edilmesi idarenin keyfiliğine sebep verir ki; hukuk devletinde hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik esasken bu durum hem ilgilisine hem de tüm toplum için bir tehlike teşkil etmektedir. Tesis edilen idari işlem konu unsuru bakımından da hukuka aykırıdır. Konusu meşru olmayan bir işlem hukuka aykırı olacaktır. Müvekkil hakkında tesis edilen işlemin meşru bir amacı bulunmamaktadır.
Ayrıca söz konusu idari işlem maksat unsuru yönünden de sakattır. İdari işlemin maksat unsuru her zaman kamu yararı olmalıdır. Bu işlemde kamu yararı bulunmamaktadır. Bu idari işlem sadece müvekkilin kişisel bir hakkını imkansız hale getirmek suretiyle zarar verme maksadını taşımaktadır.
4-Huzurdaki davaya konu işlem 7188 sayılı kanun ile 5682 sayılı Pasaport Kanunda değişiklik yapılmış ek 7. Maddedeki açık hükme rağmen müvekkil hakkında tesis edilen bu idari işlem; müvekkilin kişi dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkını, eğitim hakkını sınırlandırmakta; seyahat özgürlüğünü ise ortadan kaldırmakta olup; öncelikle hukuka, anayasaya ve kanunlara aykırı olması sebebiyle pasaportun ilgili idare tarafından iade edilmesi ve pasaport tahdidin kaldırılması gerekmektedir.
5-Hukuka uygunluk karinesinden yararlanan idari işlem için, yürütmenin durdurulması kararı verilmemesi halinde, dava sonunuda iptal kararı verilmesinin hiçbir faydası olmayacak, telafisi imkansız zararlar doğacaktır. Yurt dışına çıkışta müvekkilin yegane yasal yolu pasaport sahibi olması ve vize almasıdır. Müvekkilin pasaportu olmadan vize alması mümkün değildir.
 Müvekkilin pasaport ve vize alamaması durumunda müvekkil, hem bu yıl için hem de gelecek yıllar için hak kaybına uğrayacaktır. Vize iş ve işlemlerinin randevu ve değerlendirme gibi süreçleri olduğu ve bunun da (genelde) en az birkaç ay kadar sürdüğü dikkate alındığında davada yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi gerekmektedir. Şöyle ki;
İdari işlem açıkça hukuka aykırıdır: Anayasamızda belirtildiği üzere yurt dışına çıkma hürriyeti, ancak suç soruşturması veya kovuşturması sebebiyle hâkim kararına bağlı olarak sınırlanabilir. Hakkında hakim kararı olmayan müvekkil hakkında tesis edilen işlem ise hukuka açıkça aykırıdır.
Müvekkilin maddi ve manevi varlığını geliştirmesi de bu işlemle kısıtlanmaktadır. İdari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkânsız zararlar doğacaktır: Bu idari işlemin uygulanması halinde müvekkil, mahkemenin derhal karar vermemesi halinde pasaport almasını geciktireceği ve bu gecikme,müvekkilin vize alışını ve yurt dışına gidişini etkileyerek bu hakkın kullanımını orantısız sınırlayacaktır. Aynı zamanda müvekkilin iş başvuruları pasaportu olmaması sebebiyle reddedilmektedir. Bu sebeplerle pasaport ve vize işlemlerinin süreleri ile müvekkilin iş hayatı dikkate alındığında ivedilikle bu hususun karara bağlanması gerekmektedir.
Neticeten, müvekkilin hal ve şartları ile isnat edilen iddia birlikte nazara alındığında, işlemin sehven ya da müvekkilin durumu detaylı incelenmeden toptan bir uygulamanın neticesi olarak icra edildiği kanaati oluşmaktadır. Pasaport ve vize işlemlerinin süreç ve süreleri dikkate alındığında işbu talebe konu idari işlem telafisi güç ve imkânsız zararlar doğuracağından ivedilikle pasaport tahdidi işleminin iptali ve işbu mesnetsiz idari işlemin yürütmesinin durdurulması gerekmektedir.
SONUÇ VE İSTEM. : Yukarıda izah edilen ve re’sen göz önüne alınacak nedenlerle;
1-Davalı İdare tarafından tesis edilen işlem açıkça hukuka aykırı olduğu gibi uygulanması halinde telafisi güç ve imkansız zararlar meydana geleceğinden, dava konusu işlemin icra edilmekle tükenecek işlem statüsünde olmasından dolayı davalı idarenin savunması alınmadan YÜRÜTMENİN DURDURULMASINA,
2-Müvekkilin ”elkonulan pasaportun iadesi”ne yönelik yapılan ../../.. tarihli ve … sayılı başvurusunun zımni reddine dair idari işlemin İPTALİNE,
3-Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı idareye yükletilmesine,
Karar verilmesini talep ederiz.

 

Davacı Vekili
Av. AYSEL İREM KAP & Av.FERDİ KURNAZ& Av. BERKAY BAŞCI
(e-imzalıdır.)

NOT:  Pasaport tahdidi kaldırma dava dilekçesi örnek olarak hazırlanmış olup somut olayın özelliklerine göre hazırlanmasını gerekmektedir. Davanın kime yöneltileceği, idari başvuru yapılması ve idari başvuru tarihi, pasaporta tahdit konulmasının sebebi  vb. hususlar önem arz etmekte olup dava dilekçesinin davanın temelini oluşturduğu gözetildiğinde idare hukuku avukatından destek alınmalıdır. 

SIKÇA SORULAN SORULAR

Pasaport Tahdidi Kaldırma Süreci Ne Kadar Sürer?

Pasaport tahdidinin kaldırılma süresi, tahdit sebebine ve başvurunun yapıldığı merciye göre değişiklik gösterebilir. İdari işlemlerde süreç genellikle 1 ay içinde sonuçlanabilirken, İdare Mahkemesinde iptal davası açılması halinde ortalama 9 ay sürmektedir.

Pasaport Tahdidimi Kaldırması için Nüfusa Başvuru Yaptım Kaldırmıyorlar Ne Yapmam Gerekiyor?

İdarenin red kararının tebliğinden itibaren 60 günlük süre içerisinde idare mahkemesinde iptal davası açılmalıdır.

SONUÇ

Pasaport tahdidi, bireylerin seyahat özgürlüğünü kısıtlayan ciddi bir idari tedbirdir. Ancak hukuki yollarla tahdidin kaldırılması mümkündür. Tahdidin sebebine göre ilgili makamlara başvuruda bulunarak veya mahkemeye itiraz ederek pasaport üzerindeki engel kaldırılabilir. Konunun hukuki boyutları nedeniyle, bir avukattan profesyonel destek almak, sürecin daha hızlı ve etkin bir şekilde ilerlemesini sağlayacaktır.