VERGİ USULSÜZLÜK CEZASI (2025)
Vergi suçları ve bu suçların cezaları 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda düzenlenmiştir. Kanunda hem idari nitelikte sadece para cezası gerektiren suçlar hem de adli nitelikte hürriyeti bağlayıcı mahkumiyet gerektiren suçlar bulunmaktadır. Buna göre kanunda düzenlenen idari nitelikteki vergi suçları; vergi zıyaı suçu, usulsüzlük suçu ve özel usulsüzlük suçu olmak üzere üç başlık altında toplanmışken adli nitelikteki vergi suçları ise; kaçakçılık, vergi mahremiyetinin ihlali ve mükelleflerin özel işlerini yapma suçu olmak üzere üç başlık altında toplanmıştır. Diğer vergi suçlarına buradan ulaşabilirsiniz.
Vergi Usulsüzlük Cezası
Usulsüzlüğün tanımı Vergi Usul Kanunu’nun 351. Maddesinde yapılmış olup usulsüzlük cezaları ise sayma dökme yoluyla 352. Maddede sayılmıştır. Usulsüzlük, vergi kanunlarının şekle ve usule mütaallik hükümlerine riayet edilmemesidir. Vergi hukukunda mükelleflerin uyması gereken belirli usul ve prosedürler bulunmaktadır. Usulsüzlük cezası ise mükelleflerin işbu prosedürlere uymasını sağlamak için düzenlenmiştir.
Vergi usulsüzlük cezası ile mükellefin şekle dair kurallara uymaması cezalandırılmaktadır. Bu suç ile amaçlanan verginin güven içinde toplanmasını sağlamaktır. Bu sebeple işbu suçun işlenebilmesi için vergi kaybının meydana gelmesi şart olmayıp esas olarak bu tehlikenin ortaya çıkması cezalandırılmaktadır. Bu bakımdan usulsüzlük suçu tehlike suçları arasında yer almaktadır.
Suçu Oluşturan Fiiller Nelerdir?
Yapılmadığı takdirde vergi usulsüzlük cezası kesilmesini gerektiren fiiller genel olarak Vergi Usul Kanunu’nun 352. Maddesinde sayılmaktadır. Maddede suç oluşturan fiiller iki derece olarak gruplandırılmış olup birinci derecede bulunan fiillerin vergi ziyaına sebebiyet verme ihtimallerinin ikinci derece usulsüzlüklere nazaran daha yüksek olduğu söylenebilir.
Kanunda düzenlenen birinci derece usulsüzlük fiilleri şunlardır;
1- Vergi ve Harç Beyannamelerinin Süresinde Verilmemesi: Bu fiil yalnızca beyana dayanan vergiler için geçerli olup beyanname verme mükellefiyetinin bulunmadığı durumlarda bu fiilin işlenmesi mümkün değildir.
2- Kanunen Tutulması Mecburi Defterlerden Herhangi Birinin Tutulmamış Olması: Vergi Usul Kanunu’nun 172. Maddesinde bazı kişilere defter tutma mecburiyet yüklenmiştir. Bu kişiler şunlardır;
- Ticaret ve sanat erbabı
- Ticaret şirketleri
- İktisadi kamu müesseseleri
- Dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler
- Serbest meslek erbabı
- Çiftçiler
Kanun tarafından, sayılan bu kişilere mükellef türlerine özgü olacak şekilde belirli defterler tutma yükümlülüğü getirilmiştir. Bu yükümlülüğün ihlal edilmesi sonucunda işbu fiil meydana gelecektir.
3- Kayıt ve Belgelerin Noksan, Usulsüz veya Karışık Olması: Usulüne uygun şekilde tutulan defterler ve düzenlenen belgeler, inceleme sırasında sahibi lehine delil teşkil eder. Ancak kanunda öngörülen şekil şartlarına veya diğer usullere uyulmadan düzenlenen işbu belge ve defterler delil olma niteliklerini kaybederler. Defter ve belgelerin vergi incelemesine uygun bulunmaması durumunda işbu fiil meydana gelmiş olacaktır.
Defter kayıtları ve belgelerin noksan olması, kanunda belirtilen usule göre kayıtların tutulmasında eksiklik yapılması, defter kayıtlarına esas alınan belgelerin ibraz edilmemesi gibi şekillerde ortaya çıkabilir. Defter kayıtları ve belgelerin karışık olması ise görünüş itibariyle normal kabul edilemeyecek, kayda alınamayacak nitelikteki durumların var olmasını ifade etmektedir. Noksanlık ve karışıklık her durumda suç teşkil etmemekte olup ceza, bu hususların doğru bir vergi incelemesine imkan vermeyecek derecede bulunması gerekmektedir.
4- Ekim Sayım Beyanında Bulunma Davetine Uymama: Ekim sayım beyanı, Vergi Usul Kanunu’nun 243 vd. maddeleri ile zirai kazanç yükümlüleri için getirilmiş bir ödev olup bu ödeve uyulmaması durumunda işbu fiil meydana gelecektir.
5- Kayıt Nizamına (Düzenine) İlişkin Kanun Hükümlerine Uyulmaması: Kayıt nizamı, defter tutulmasına ilişkin uyulması gereken kuralları ifade etmekte olup işbu kurallar Vergi Usul Kanunu’nun 215 ila 219. Maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bu kurallara örnek olarak defter ve kayıtların Türkçe tutulması, para birimi olarak Türk Lirası kullanılması kuralları verilebilir. Bu kurallara uyulmaması durumunda usulsüzlük cezası kesilecek olup usulsüzlüklerin sayılı kaç olursa olsun aynı takvim yılı içerisinde tespit edilen usulsüzlükler tek fiil kabul edilerek ceza kesilecektir.
6- İşe Başlamanın Zamanında Bildirilmemesi: Vergi Usul Kanunu’nun 168. Maddesi uyarınca gerçek kişilerde işe başlama bildirimlerini on gün içinde kendilerince veya 1136 sayılı Avukatlık Kanununa göre ruhsat almış avukatlar veya 3568 sayılı Kanuna göre yetki almış meslek mensuplarınca, şirketlerin kuruluş aşamasında işe başlama bildirimleri ise işe başlama tarihinden itibaren on gün içinde ticaret sicili memurluğunca ilgili vergi dairesine yapılır. Bu yükümlülüğe uyulmaması durumunda suça ilişkin fiil meydana gelecektir.
7- Tasdiki Mecburi Defterlerden Herhangi Birinin Tasdik Ettirilmemesi: Mükelleflere, tuttukları bazı defterleri tasdik ettirme yükümlülüğü yüklenmiştir. Bu defterler Vergi Usul Kanunu’nun 220. Maddesinde sayılmış olup şu şekildedir;
- Yevmiye ve envanter defterleri,
- İşletme defteri,
- Çiftçi işletme defteri,
- İmalat ve istihsal vergisi defterleri (Basit İstihsal Vergisi defteri dahil),
- Nakliyat vergisi defteri,
- Yabancı nakliyat kurumlarının hasılat defteri,
- Serbest meslek kazanç defteri.
Sayılan defterlerin tasdik ettirilmemesi durumunda usulsüzlük cezası kesilir.
8- Diğer Ücretler Üzerinden Alınan Gelir Vergisinde, Tarh Zamanı Geçtiği Halde Verginin Tarh Ettirilmemiş Olması: Diğer ücretliler grubuna giren Gelir Vergisi mükelleflerinin vergi karnelerini süresi içinde bağlı bulundukları vergi dairesine göstererek vergilerini tarh ettirmeleri zorunlu olup bu zorunluluğa uyulmaması halinde işbu fiil meydana gelecektir.
9- Veraset ve İntikal Vergisi Beyannamesinin İkinci Ek Süre İçerisinde Verilmesi: Mükellef tarafından veraset ve intikal vergisi beyannamesi verilmemesi halinde Vergi Usul Kanunu’nun 342. Maddesi gereği 15’er günlük iki ek süre verilmektedir. Veraset ve intikal vergisi beyannamesinin 15 günlük ikinci ek sürede verilmesi durumunda usulsüzlük cezası kesilecektir.
Kanunda düzenlenen ikinci derece usulsüzlük fiilleri şunlardır;
1- Veraset ve İntikal Vergisi Beyannamesinin Birinci Ek Süre İçerisinde Verilmesi: Veraset ve intikal vergisi beyannamesinin ikinci ek sürede verilmesi durumunda birinci derece usulsüzlük meydana gelecek olup beyannamenin birinci ek sürede verilmesi durumunda ikinci derece usulsüzlük cezası kesilecektir.
2- Ekim Sayım Beyanlarının Zamanında veya Doğru Şekilde Yapılmaması: Zirai kazanç yükümlüleri tarafından beyanda bulunma davetine uyulmaması durumunda birinci derece usulsüzlük meydana gelmekte olup beyanın zamanında veya doğru şekilde yapılmaması durumunda ikinci derece usulsüzlük meydana gelecektir.
3- İşe Başlama Haricindeki Bildirimlerin Zamanında Yapılmaması: Çeşitli bildirimlerin yapılması hususunda mükelleflere ödev yüklenmiş olup işe başlama bildiriminin yapılmaması birinci derece usulsüzlük suçu oluşturacaktır. İşe başlama dışında bildirilmesi zorunlu olan hususlar şu şekildedir;
- Bilinen işyeri veya ikamet yeri adreslerinin değiştirilmesi,
- Yeni bir vergiye tabi olmayı, mükellefiyet şeklinde değişikliği veya mükellefiyetten muaflığa geçmeyi gerektirecek surette iş değişikliği yapılması,
- İşyeri sayısındaki değişiklikler,
- İşin bırakılması,
- Bina ve arazinin genel tahrirde unutularak yazılmamış olması, kullanım tarzının değişmesi, inşaatın bitmesi, taksim ve ifraz edilmesi.
Sayılan hususların bildirilmemesi durumunda vergi usulsüzlük cezası kesilecektir.
4- Vergi Karnesinin Belirlenen Süre İçinde Alınmaması: Bazı mükelleflere vergi karnesi mecburiyeti getirilmiş olup bu mükellefler, vergi karnelerinin kendileri tarafından yazılması gereken kısımlarını doldurup bağlı oldukları vergi dairesine ibraz etmek zorundadırlar. Yapılacak olan bu ibrazın süresi işe başlamadan itibaren bir ay olup bir aylık kanuni sürenin sonundan itibaren 15 gün içinde karnenin ibraz edilmemesi halinde işbu ikinci derece usulsüzlük suçu işlenmiş olacaktır.
5- Tasdiki Mecburi Defterlerden Herhangi Birinin Geç Tasdik Ettirilmesi: Tasdiki mecburi olan defterlerin tasdik edilmemesi birinci derece usulsüzlük cezası gerektirirken bu defterlerden herhangi birinin tasdikinin, tasdik süresinin sonundan başlayarak bir ay içinde yaptırılmış olması ikinci derece usulsüzlük suçu oluşturmaktadır. Defterlerin tasdik edileceği zaman ise Vergi Usul Kanunu’nun 221 ve 222. Maddelerinde düzenlenmiş olup şu şekildedir;
- Öteden beri işe devam etmekte olanlar defterin kullanılacağı yıldan önce gelen son ayda,
- Hesap dönemleri Maliye Bakanlığı tarafından tespit edilenler, defterin kullanılacağı hesap döneminden önce gelen son ayda,
- Yeniden işe başlayanlar, sınıf değiştirenler ve yeni bir mükellefiyete girenler, işe başlama, sınıf değiştirme ve yeni mükellefiyete girme tarihinden önce; vergi muafiyeti kalkanlar, muaflıktan çıkma tarihinden başlayarak on gün içinde,
- Tasdike tabi defterlerin dolması dolayısıyla veya sair sebeplerle yıl içinde yeni defter kullanmaya mecbur olanlar bunları kullanmaya başlamadan önce tasdik ettirmeye;
- Defterlerini ertesi yılda da kullanmak isteyenler Ocak ayı, hesap dönemleri Maliye Bakanlığınca tespit edilenler bu dönemin ilk ayı içinde tasdiki yeniletmeye mecburdurlar.
6- Vergi Beyannamesi, Bildirim Ve Belgelerin Kanuni Şekil ve Düzenlemelere Uymaması: Vergi kanunları veya kanun tarafından verilen yetkiye istinaden Maliye Bakanlığı tarafından yapılan idari düzenlemelerde yer alan beyanname, bildirim ve belgelerle ilgili şekil kurallarına uyulmaması sonucunda işbu fiil oluşacaktır.
7- Hesap veya İşlemlerin Doğruluk veya Açıklığını Bozmamak Şartıyla Bazı Belgelerin Bulunmaması veya İbraz Edilmemesi: Tutulması zorunlu defter ve kayıtların istenildiği takdirde gösterilmemesi birinci derece usulsüzlük oluşturmakta olup bazı evrak ve vesikaların ibraz edilmemesi, hesap veya işlemlerin doğruluğunu bozmamak koşuluyla işbu fiili oluşturacaktır. Örneğin; İstanbul’un Avrupa yakasından satın aldığı malları kendi aracıyla Anadolu yakasına götüren tüccarın köprü geçiş ücretini makbuz karşılığı ödemesine ve kayıtlarına intikal ettirmesine karşın makbuzu ibraz edememesi ikinci derece usulsüzlük teşkil eder. Çünkü her ne kadar belge ibraz edilmemişse de ilgili giderin yapıldığı noktasında maddeten şüphe bulunmamaktadır. Suçun oluşması için, belge saklama süresinin geçmemesi şartıyla usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen 15 günlük ibraz süresi içinde belgelerin ibraz edilmemesi gerekmektedir.
Vergi Usulsüzlük Cezası Nedeniyle Uygulanacak Ceza Nedir?
Vergi usulsüzlük cezaları direkt olarak kanunda bulunmayıp kanunun eki niteliğindeki Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde yer almakta olan cetvele göre kesilmektedir. VUK’un mük. 414. maddesinin 3. fıkrası uyarınca kanunda yer alan ceza tutarları her yıl Türkiye İstatistik Kurumu tarafından belirlenen yeniden değerleme oranına göre güncellenmekte ve yeni tutarlar ilgili takvim yılı başından geçerli olmak üzere uygulanmaktadır. Vergi usul kanununa buradan ulaşabilirsiniz.
Cetvelde birinci ve ikinci derece usulsüzlükler için iki grup ceza miktarı tayin edilmiş, her bir grup içinde de mükelleflerin işletme/kazanç büyüklüğüne göre farklı ağırlıkta para cezalarına yer verilmiştir. Dolayısıyla aynı grup içindeki cezaların tasnifi suç teşkil eden fiile göre değil, suç işleyen mükellefe göre yapılmıştır. Cetvelde yer alan cezaların en ağırı, sermaye şirketlerine kesilmektedir. Daha sonra ceza tutarı hafiflemek suretiyle sırasıyla sermaye şirketleri dışında kalan birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabı, ikinci sınıf tüccarlar, ilk üç sırada sayılanlar dışında kalıp beyanname usulüyle gelir vergisine tabi olanlar, kazancı basit usulde tespit edilenler, gelir vergisinden muaf esnaf gelmektedir.
1 Ocak 2024 yılından itibaren yürürlüğe giren cetvel şu şekildedir;
Vergi Usul Kanunu’nun 337. Maddesi gereği ayrı ayrı yapılmış olan usulsüzlük fiilleri ayrı şekilde cezalandırılacak olup aynı takvim yılı içerisinde aynı neviden usulsüzlük suçunun birden fazla işlenmesi durumunda ilk cezadan sonra gelen her usulsüzlük için birincisine ait cezanın dörtte biri tutarında ceza kesilir.
Vergi Usulsüzlük Cezası Kesilmesi
Vergi Usul Kanunu’nun 4. Maddesinde vergi daireleri; mükellefi tespit eden, vergi tarh eden, tahakkuk ettiren ve tahsil eden daireler olarak tanımlanmıştır. Görüleceği üzere bu tanımda ceza kesilmesinden bahsedilmemişse de vergi dairelerine bu görev aynı kanunun 365. Maddesi ile verilmiştir.
Vergi usulsüzlük cezalarının kesilebilmesi için ilk aşama suçu oluşturan fiilin veya durumun ortaya çıkartılmasıdır. Kanunda vergi cezası gerektiren olayların vergi dairelerince veya yoklamaya ve vergi incelemesine yetkili olanlar tarafından tespit olunacağından bahsedilmiştir.
Yoklama mükellefleri ve mükellefiyetle ilgili maddi olayları, kayıtları ve mevzuları araştırmak ve tespit etmek amacıyla yapılmaktadır. Yoklama, yapısı gereği belirli bir zaman dilimine özgü tespitler içermektedir. Yoklama sonucunda yoklama fişi düzenlenip ilgilisine imzalattırılır. Yoklamaya yetkili olanlar; vergi dairesi müdürleri, yoklama memurları, yetkili makamlar tarafından yoklama işi ile görevlendirilenler, vergi incelemesine yetkili olanlar ile gelir uzmanlarıdır.
Vergi incelemesi ise ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak amacıyla yapılmaktadır. İnceleme sonucunda vergi inceleme raporu tanzim edilir. Bu raporun hukuki sonuç doğurabilmesi için ilgili tarafından imzalanması gerekmektedir. Vergi incelemesi yetkilileri ise; hesap uzmanları, hesap uzman yardımcıları, ilin en büyük mal memuru, vergi denetmenleri, vergi denetmen yardımcıları, vergi dairesi müdürleri, maliye müfettişleri, maliye müfettiş yardımcıları, gelirler kontrolörleri ve stajyer gelirler kontrolörleri olarak belirlenmiştir.
Not: Görüldüğü üzere vergi cezası kesmeye yetkili kurum vergi dairesi olmakla birlikte cezaya konu fiilin vergi dairesi tarafından tespit edilmesi bir zorunluluk değildir.
Yetkili kişiler tarafından cezaya konu fiilin tespit edilmesi ve vergi dairesine bildirilmesiyle vergi cezaları vergi dairesi tarafından kesilir ve sonraki aşamaya geçilir. Ceza verme sürecinin ikinci aşaması ise ceza ihbarnamesi düzenlenmesi ve tebliğ edilmesidir.
Ceza Sorumluluğunun Sona Erdiren Sebepler
Bu başlık altında yalnızca Vergi Usul Kanunu’nun 353. Maddesinin 2. Fıkrasında bahsedilen ve yukarıda açıklanan suçlar bakımından hüküm doğuran sebepler incelenmiştir.
Ödeme: İdari para cezası olarak kesilen vergi cezaları ödeme ile ortadan kalkar. Vergi cezalarının, cezaya karşı vergi mahkemesinde dava açılmamışsa dava açma süresinin bittiği tarihten itibaren, dava açılmışsa vergi mahkemesi kararı üzerine vergi dairesince düzenlenecek ihbarnamenin ilgiliye tebliğ tarihinden başlayarak bir ay içinde ödeneceği hüküm altına alınmıştır.
Ölüm: Cezaların şahsiliği ilkesinin vergi hukukunda doğurduğu sonuç vergi cezalarının yalnızca suçun failine çektirilebilmesidir. Kesinleşip kesinleşmediğine bakılmaksızın tahsil edilmemiş olan tüm cezalar ölüm anından itibaren kalkar. Ceza ölümle ortadan kalktığından, miras yoluyla intikali de söz konusu olmaz.
Yanılma: Yetkili makamların mükellefin kendisine yazı ile yanlış izahat vermiş olmaları veya bir hükmün uygulanma tarzına ilişkin bir içtihadın değişmiş olması halinde vergi cezası kesilmez ve gecikme faizi hesaplanmaz.
Mücbir Sebep: Mükelleflerin ödevlerine yerine getirmesi için öngörülen sürelerin durdurulmasını sağlayan mücbir sebepler aynı zamanda vergi suçluluğunu da kaldırmaktadır. Mücbir sebepler kanunda sayılmış olup şu şekildedir;
- Vergi ödevlerinden herhangi birinin yerine getirilmesine engel olacak derecede ağır kaza, ağır hastalık ve tutukluluk,
- Vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler,
- Kişinin iradesi dışında vukua gelen mecburi gaybubetler,
- Sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısiyle defter ve vesikalarının elinden çıkmış bulunması gibi haller.
Ceza İndirimi: Mükellef veya vergi sorumlusu tarh edilen vergiyi veya vergi farkını ve belirtilen özel usulsüzlük cezalarının yarısını ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde ilgili vergi dairesine başvurarak vadesinde veya teminat göstererek vadenin bitmesinden itibaren üç ay içinde ödeyeceğini bildirirse kesilen cezanın yarısı indirilir. Belirtilen süre içinde ödemenin yapılmaması veya dava açılması durumunda bu imkandan faydalanılamayacaktır.
Zamanaşımı: Kanunun 353. Maddesi uyarınca kesilecek usulsüzlük cezalarında zamanaşımı süresi usulsüzlüğün yapıldığı yılı takip eden yılın birinci gününden başlayarak 5 yıldır. Örnekle açıklamak gerekirse 2023 senesinin temmuz ayında faturada gerçek meblağdan farklı meblağlara yer verme suçunun işlenmesi halinde zamanaşımı süresi 1 Ocak 2024 tarihinde başlayacak olup 31 Aralık 2028 gününden sonra suç zamanaşımına uğrayacaktır.
Uzlaşma: Uzlaşma, vergi dairesi ile vergi borçlusu veya ceza sorumlusunun tarh edilen vergilerle bunlara ilişkin vergi ziyaı cezaları üzerinde karşılıklı görüşme ve pazarlık sonucu anlaşmaya varmaları, konuyu uyuşmazlık haline getirmemeleridir.
SIK SORULAN SORULAR
Vergi Usulsüzlük Cezası Cezası Nedir?
Vergi usulsüzlük cezası mevcut vergi incelemesinde tespit edilir. Birden fazla VUK kapsamında hatalı işlem varsa hesaplama ona göre yapılır. Vergi usulsüzlük cezaları 2024 yılı için 1.700.000 TL’yi aşamaz. Vergi usulsüzlük cezası 2024 tavan miktar 1.700.000 TL’dir.
Vergi Usulsüzlük Cezası Düşer Mi?
Vergi usulsüzlük cezası genel ve özel af, ölüm ve zamanaşımı, uzlaşma halinde düşer. Deneyimi bir vergi avukatından alacağınız destek ile vergi usulsüzlük cezası azaltabilirsiniz.
Vergi Usulsüzlük Cezası Dava Açılır Mı?
Vergi usulsüzlük cezası kesilen kimse vergi ceza ihbarnamesi gelmesinden itibaren 30 gün içinde vergi mahkemelerinde dava açabilir. Vergi usulsüzlük cezası davası ortalama 1 sene sürmektedir. Vergi usulsüzlük cezasına itiraz etmeden ya da dava açmadan önce deneyimli bir vergi avukatından destek almak gerekir.
Vergi Usulsüzlük Cezası Hesaplama Ne Kadar?
Hesaplama için kayba uğrayan vergi miktarı önem arz etmektedir. Vergi usulsüzlük cezası hesaplama için deneyimli bir vergi avukatından destek alınması gerekir.
Vergi Usulsüzlük Cezası Avukat Yardımı
Vergi usulsüzlük cezası avukat eşliğinde takip edilen bir suçtur. Hakkınızda vergi usulsüzlük cezası kesilmişse başlamışsa deneyimli bir vergi avukatından destek almanız sizi cezalarından koruyacaktır.