insider-trading-sucu

INSIDER TRADING SUÇU (İÇERİDEN ÖĞRENENLERİN TİCARETİ SUÇU) (2025)

İnsider trading suçu ( içeriden öğrenenlerin ticareti suçu) başka deyişle; bilgi suistimali suçu 6362 sayılı Kanun ile düzenlenmektedir.Finans piyasalarının sağlıklı işlemesi, tüm yatırımcıların eşit bilgiye erişebildiği, şeffaf ve güvenilir bir ortamın varlığına bağlıdır. Ancak bazı kişiler, sahip oldukları görev ya da konum dolayısıyla henüz kamuya açıklanmamış, önemli ve gizli bilgilere erişim imkanına sahiptir. Bu bilgileri kullanarak sermaye piyasası araçları üzerinde işlem yapmak, hukuk sistemlerinde ciddi bir suç olarak tanımlanır.

Türk hukukunda bu fiil, “insider trading” yani “içeriden öğrenenlerin ticareti” olarak adlandırılır ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu (SPK) kapsamında suç olarak düzenlenmiştir.

Insider Trading Kavramı

İnsider trading, temel olarak, sermaye piyasasında henüz kamuya açıklanmamış önemli bir bilgiyi hukuka aykırı şekilde kullanarak menfaat sağlanması anlamına gelir. Bu bilgiye erişim genellikle şirket içinden olur; örneğin bir şirket yöneticisi, mali müşavir, denetçi ya da danışman gibi kişiler bu kapsamdadır. Elde edilen bilgiyle yapılan alım-satım işlemleri, diğer yatırımcılara karşı haksız bir avantaj yaratır. Bu durum hem piyasaların güvenilirliğini sarsar hem de yatırımcıların eşitliğini bozar.

Türk Hukukunda Insider Trading

6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 106. maddesi, içeriden öğrenenlerin ticareti suçunu düzenlemektedir. Maddeye göre, “sermaye piyasası araçlarının değeri üzerinde etkili olabilecek henüz kamuya açıklanmamış bilgiye sahip olan kişilerin, bu bilgileri kullanmak suretiyle kendilerine veya başkalarına menfaat sağlamaları” suç teşkil eder.

Kanun koyucu burada hem cezai hem de idari yaptırımlar öngörmüştür. Ayrıca Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), bu tür eylemleri tespit ettiğinde idari para cezaları uygulayabilmekte ve Cumhuriyet savcılıklarına suç duyurusunda bulunabilmektedir.

Insider Trading Suçunun Oluşması için Gerekli Şartlar

Insider trading suçunun oluşabilmesi için aşağıdaki unsurların bir arada bulunması gerekir:

1. Gizli Bilgiye Erişim

Bilginin “henüz kamuya açıklanmamış” olması gereklidir. Bu bilgi genellikle şirketin mali durumu, birleşme-devralma süreçleri, yeni bir ürün ya da hizmet geliştirme, stratejik kararlar veya dava süreçlerine ilişkin olabilir. Ayrıca bilginin “sermaye piyasası araçlarının değerini etkileyecek” nitelikte olması aranır.

6362 Sayılı Kanunun 106. maddesinde belirtilen “kamuya açıklanmamış olma” ifadesi, bilginin genel kamuoyuna değil, özellikle sermaye piyasasında faaliyet gösteren ve bu bilgiye dayanarak işlem yapabilecek olan kişilere ulaşmamış olmasını ifade eder. Örneğin, söz konusu bilginin yalnızca belirli kişilerin katıldığı kapalı bir toplantı veya sınırlı katılımlı bir konferans gibi dar bir çevrede paylaşılması, genel yatırımcı kitlesine erişim imkanı sağlamadığından, kamuya açıklanmış sayılmaz. Zira sermaye piyasası işlemlerinde en önemli prensiplerden biri olan fırsat eşitliği, bu durumda sağlanmamış olur.

Bununla birlikte, eğer bilgi bu usule aykırı biçimde kamuya açıklanmışsa, kamuyu aydınlatma yükümlülüğünün ihlali gündeme gelir; fakat bilgi, artık piyasada ulaşılabilir hale geldiğinden, içsel bilgi niteliğini yitirmiş olur. 6362 Sayılı Kanunda belirtilen “henüz kamuya açıklanmamış” olması ibaresi , yatırımcılar bakımından fırsat eşitliği sağlanması esasına dayanmaktadır. Zira SPK denetimleri de sermaye piyasasının güvenilir, şeffaf, etkin, istikrarlı, adil ve rekabetçi bir ortamda işleyişinin ve gelişmesinin sağlanması, yatırımcıların hak ve menfaatlerinin korunmasını amaçlamaktadır.

Bir bilginin içsel bilgi olarak kabul edilebilmesi için yalnızca kamuya açıklanmamış olması yeterli değildir; aynı zamanda bu bilginin, ilgili sermaye piyasası araçlarının değerini, piyasa fiyatlarını veya yatırımcıların alım-satım kararlarını etkileyebilecek potansiyele sahip olması gerekir. Başka bir deyişle, bilgi açıklanması durumunda, makul bir yatırımcının davranışını değiştirecek düzeyde öneme sahip olmalıdır.

2. İlgili Kişi Statüsü

Kanuna göre suç, “içsel bilgiye erişimi olan kişiler” tarafından işlenebilir. Bu kişiler arasında ihraççı şirketin yönetim kurulu üyeleri, yöneticileri, çalışanları; denetçiler, danışmanlar, avukatlar, mali müşavirler gibi üçüncü kişiler ve bu kişilerle bağlantılı olarak hareket eden eş, çocuk gibi yakınlar yer alabilir.

3. Menfaat Sağlama Amacıyla İşlem Yapılması

Söz konusu bilgiye dayanarak sermaye piyasası araçları üzerinde işlem yapılması gerekir. Bu işlemler genellikle pay alım-satımı, opsiyon kullanımı, payların elden çıkarılması gibi işlemleri kapsar. İşlemin amacı, doğrudan ya da dolaylı olarak menfaat elde etmektir. Menfaat temin edildiğinde, 6262 Sayılı Kanunda belirtilen suç işlenmiş olacaktır. Paylaştığı içsel bilgi ile ilgili sermaye piyasası araçlarının değerini, piyasa fiyatlarını veya yatırımcıların alım-satım kararlarını etkileyen kişi, menfaat temin eder ise bahsedilen eylem gerçekleşmiş sayılacaktır.

İçeriden öğrenenlerin ticareti (insider trading) suçunun tespit edilmesi, özellikle kazanç kripto para gibi izlenmesi zor varlıklar üzerinden sağlandığında daha karmaşık hale gelir. Ancak bu durumda dahi imkânsız değildir. İçeriden öğrenenlerin ticareti genellikle SPK denetimleri ile tespit edilir. SPK, Borsa İstanbul’daki tüm alım-satım işlemlerini elektronik ortamda takip eder. Şirket hakkında önemli bir gelişme kamuya açıklanmadan hemen önce yapılan olağan dışı işlemler (yüksek miktarda alım-satım gibi) şüpheli işlem olarak değerlendirilir.SPK, bu işlemleri yaparken kullanılan yatırım hesabının sahibine ve bağlantılarına ulaşır.

Kripto para kullanılarak menfaat sağlanması durumunda  klasik banka hesapları veya hisse alış-satışı gibi izlenebilir yolların dışında gerçekleştiğinden tespit sürecini zorlaştırır, ancak yine de bazı yöntemlerle ortaya çıkarılabilir:

Cüzdan Takibi (Blockchain Analizi): Kripto paralar, blokzinciri (blockchain) teknolojisi sayesinde aslında tamamen şeffaf işlem geçmişine sahiptir.Her transfer zincir üzerinde kalıcıdır. etkililer (örneğin MASAK, SPK, savcılık) özel analiz araçları kullanarak şüpheli işlemleri izleyebilir.

Kripto Para Borsalarına Ulaşım :  Eğer kripto para bir borsa (örneğin Binance, Coinbase, Paribu vb.) üzerinden gönderilmiş veya alınmışsa, ilgili borsadan hesap sahibine dair KYC (kimlik doğrulama) bilgileri istenebilir. Savcılıklar adli istinabe ile uluslararası işbirliği çerçevesinde bu verilere ulaşabilir.

Dijital Cihaz İncelemesi: Suç şüphesiyle yapılan arama ve el koyma işlemlerinde, failin cep telefonu, bilgisayarı veya donanım cüzdanları (ledger, trezor vb.) incelenerek kripto varlık izine ulaşılabilir.

Örneğin; Bir şirketin mali tablosunun beklenenden çok iyi geleceğini bilen bir yönetici, bu bilgi kamuya açıklanmadan önce arkadaşına haber verir. Arkadaşı borsadan hisse almaz, bunun yerine içeriden aldığı bilgi karşılığında o kişiye kripto para cüzdanına 50.000 USDT gönderir. Bu işlem zincir üzerinde görünse bile kimin kime neden para gönderdiği net değilse, doğrudan ispat zorlaşır. Ancak kişi tespit edilirse, kripto işlemin zamanlaması ve bağlantılar analiz edilerek bu suç delillendirilebilir.

Insider Trading Suçunun Hukuki Niteliği ve Yaptırımlar

SPK m. 106/1’e göre, içeriden öğrenenlerin ticareti suçu, 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ayrıca elde edilen menfaatin iki katından az olmamak üzere adli para cezasına da hükmedilir.

Eğer bu fiil kurumsal bir yapının içinde sistematik şekilde gerçekleşmişse, yani bir örgüt faaliyeti kapsamında işlenmişse, Türk Ceza Kanunu’nun suç işlemek amacıyla örgüt kurmak düzenlemesi de gündeme gelebilir.

Insider Trading Suçu İlgili TCK Hükümleriyle İlişkilendirme

İçeriden öğrenenlerin ticareti suçu doğrudan 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nda düzenlenmiş olsa da, Türk Ceza Kanunu’ndaki bazı hükümlerle de dolaylı olarak ilişkilidir. Özellikle suça konu fiilin niteliğine göre aşağıdaki hükümler gündeme gelebilir:

1-TCK m. 155 – Güveni Kötüye Kullanma:

İçeriden bilgiye erişimi olan kişinin bu bilgiyi kötüye kullanarak menfaat sağlaması, bazı durumlarda güven ilişkisine dayalı olarak gerçekleşir. Örneğin şirket yöneticisinin, şirkete olan güveni ihlal ederek bu bilgiyi kendi lehine kullanması durumunda güveni kötüye kullanma suçu da gündeme gelebilir.

Ancak Yargıtay uygulamasında, SPK m. 106 kapsamında düzenlenmiş özel hüküm varken TCK m. 155’in ayrıca uygulanması genellikle mümkün görülmemektedir. Bu noktada, özel kanun – genel kanun ilişkisi devreye girer ve özel kanun olan SPK hükümleri öncelikli olarak uygulanır.

2-TCK m. 257 – Görevi Kötüye Kullanma:

Kamu görevlisi konumunda olanların içsel bilgiye ulaşarak bu bilgileri ticari amaçla kullanması durumunda TCK m. 257’deki görevi kötüye kullanma suçu da gündeme gelebilir. Özellikle kamuya ait şirketlerde çalışan yönetim kurulu üyeleri veya üst düzey yöneticilerin gerçekleştirdiği işlemler bu kapsamda değerlendirilebilir.

3- TCK m. 282 – Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerini Aklama:

İçeriden öğrenen bilgiyle yapılan işlemler neticesinde ciddi ekonomik kazanç sağlanması ve bu kazancın gizlenmeye çalışılması hâlinde, kara para aklama suçu da gündeme gelebilir. Bu suçun oluşabilmesi için, suçtan elde edilen gelirin meşru gösterilmeye çalışılması gerekir.

Bu maddelerle birlikte, suç örgütü kapsamında işlenmesi halinde TCK m. 220 (örgüt suçu) da tartışmaya açılabilir. Ancak esas olarak insider trading suçu özel düzenlemeye tabi olduğundan, öncelikle SPK m. 106 hükmü uygulanır; TCK hükümleri ise tamamlayıcı veya nitelikli durumlarda devreye girer.

Insider Trading Suçunda İspat Sorunları ve Uygulama

İçsel bilgiye erişim ve bu bilgiye dayanarak işlem yapılması, çoğu zaman doğrudan ispatlanması güç olgulardır. Bu nedenle içtihatta ve doktrinde “dolaylı deliller”e sıklıkla başvurulmaktadır. Örneğin;

  • Şirket hakkında henüz açıklanmamış olumlu bir gelişme öncesinde pay alımı yapılması,
  • Aynı kişi veya çevresindeki kişilerin alışılmadık işlem yoğunluğu göstermesi,
  • İşlem zamanlaması ile içsel bilginin kamuya açıklanması arasında yakın bir korelasyon olması gibi göstergeler delil olarak değerlendirilebilir.

Yargıtay’ın bu konudaki kararlarında, ispat yükünün SPK tarafından sağlanması gerektiği ve sanığın mahkumiyetine yeterli, şüpheden uzak delillerin bulunmasının zorunlu olduğu belirtilmektedir.

Bilgi Suistimali Suçu Yargıtay Karar Örnekleri

İçeriden öğrenenlerin ticaretiyle ilgili yargı kararları genellikle sermaye piyasası suçları bakımından teknik delil değerlendirmesi gerektirdiği için, Yargıtay bu konuda oldukça titiz yaklaşmakta ve çoğunlukla şüpheden sanık yararlanır ilkesi çerçevesinde karar vermektedir.

1. Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 2017/1934 E., 2018/3401 K.

Kararda özetle şu ifadeler yer almaktadır:

Sanığın, şirket birleşmesiyle ilgili içsel bilgiye erişiminin bulunduğuna ve bu bilgiyi kamuya açıklanmadan önce kullanarak pay senedi aldığına dair yeterli, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden; mahkumiyetine yeterli delil bulunmadığı…

Bu kararda, içsel bilgiye sahip olunduğunun ve bu bilginin kullanıldığının somut şekilde ispatlanması gerektiği belirtilmiştir. Sadece bilgiye ulaşma potansiyeli olması mahkumiyet için yeterli görülmemiştir.

2. Yargıtay 5. Ceza Dairesi, 2019/2582 E., 2020/1349 K.

Bu kararda ise SPK’nın yaptığı teknik izleme neticesinde sanığın borsa üzerinde çok kısa sürede ve yoğun işlem yaptığı tespit edilmiştir. Ancak mahkeme şu sonuca ulaşmıştır:

İçsel bilgiye dayalı olarak işlem yaptığına ilişkin SPK raporu bulunmakla birlikte, bu bilginin doğrudan sanıktan mı, yoksa üçüncü bir kişiden mi edinildiği, bilgiye ulaşım şekli belirlenememiştir.

Bu karar, bilginin kaynağının ispatlanması zorunluluğunu vurgulamaktadır. Dolayısıyla, sadece olağandışı işlem yoğunluğu, tek başına mahkumiyet için yeterli değildir.

İçeriden öğrenenlerin ticareti, sermaye piyasalarında güveni ve istikrarı doğrudan etkileyen bir suç tipidir. Özellikle halka açık şirketlerin şeffaflık yükümlülükleri ile içsel bilgiye erişimi olan kişilerin etik ve hukuki sorumlulukları bu alanda büyük önem taşır.

Türkiye’de SPK ve mahkemeler bu suçun önlenmesine yönelik ciddi çaba içindedir. Ancak uygulamada delil yetersizliği, bilgiye erişimin niteliği ve kastın ispatı gibi sorunlar nedeniyle çoğu zaman etkin bir yaptırım sağlanamamaktadır.

Buna karşın son yıllarda teknoloji destekli denetim araçlarının gelişmesi, büyük veri analizlerinin kullanılması ve uyum denetimlerinin artmasıyla birlikte içeriden öğrenenlerin ticaretiyle mücadelede önemli mesafeler kat edilmiştir. Yine de bu alandaki düzenlemelerin ve cezaların caydırıcılığı bakımından sürekli güncellenmesi gerekmektedir.

Sonuç olarak, sermaye piyasalarında adil, rekabetçi ve güvenilir bir ortamın sürdürülebilmesi için içeriden öğrenenlerin ticaretinin önlenmesi hem hukuki hem etik açıdan zorunludur. Hukuk uygulayıcılarının bu suçu yakından izlemesi, şirket içi uyum programlarının geliştirilmesi ve yatırımcıların bilinçlendirilmesi de bu sürecin önemli parçalarıdır.

Sermaye Piyasası Kurulu’nun Rolü

SPK, içeriden öğrenenlerin ticaretine karşı önleyici ve denetleyici yetkilere sahiptir. Bu kapsamda:

  • Borsa işlemleri sürekli olarak izlenir,
  • Şüpheli işlem bildirimleri değerlendirilir,
  • Gerekli görülen hallerde Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur.

Ayrıca SPK, şirketleri “içsel bilgilere erişimi olan kişilerin listelerini tutma” ve kamuya açıklanması gereken bilgileri zamanında ilan etme yükümlülükleriyle donatmıştır.

SIK SORULAN SORULAR

Hukuken Menfaatin Kripto Para ile Sağlanması Yaptırımı Engeller mi?

6362 sayılı Kanunun m. 106 uyarınca, suçun oluşması için menfaatin nasıl sağlandığı değil, içeriden bilgiyle işlem yapılarak menfaat elde edilmiş olması yeterlidir. Kripto para veya altın, nakit, taşınmaz, başka bir kişi adına kazanç sağlama gibi yollarla menfaat edinilmesi, suçun oluşumunu ortadan kaldırmaz.Mahkeme, kripto ile sağlanan kazancı da “suçtan kaynaklanan kazanç” kabul eder ve müsadere (el koyma) kararı verebilir.

Şirket Çalışanı Bir Arkadaşından Bilgi Alıp İşlem Yapan Kişi de Suçlu Olur mu?

İçsel bilgiye doğrudan erişimi olmayan kişi bile, bu bilgiyi bilerek ve kullanarak işlem yapmışsa cezai sorumluluğu doğar. Bu kişiler “dolaylı içerden öğrenen” olarak değerlendirilir.

İçsel Bilginin Kamuya Açıklanması Suçu Ortadan Kaldırır mı?

İçsel bilgi kamuya usulüne uygun bir şekilde açıklandıktan sonra yapılan işlemler suç oluşturmaz. Ancak açıklama öncesinde yapılan işlemler suç teşkil eder. Sadece küçük bir grubun duyduğu bilgi açıklanmış sayılmaz; SPK düzenlemelerine uygun biçimde KAP’ta (Kamuyu Aydınlatma Platformu) duyurulmuş olması gerekir.

İçerden Öğrenenlerin Ticaretiyle Borsa Manipülasyonu Aynı Şey midir?

Borsa manipülasyonu, yatırımcıları yanıltmak amacıyla fiyatları yapay olarak etkileyen eylemleri içerir. İçerden öğrenenlerin ticareti ise kamuya açıklanmamış bilgiyi haksız menfaat için kullanmayı konu alır. İkisi ayrı suç tipleridir.

Türkiye’de Insider Tranding Suçu İle İlgili Verilmiş Yargıtay Kararı Var mı?

Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve 11. Ceza Dairesi, içerden öğrenenlerin ticaretiyle ilgili kararlarında özellikle bilgiye erişimin şekli, işlem zamanlaması ve elde edilen kazançlara dikkat çekmiştir. Bu suçun oluşması için bilginin gizli olması ve failin bu bilgiyi kasten kullanarak menfaat temin etmesi gerektiği vurgulanmaktadır.

İçerden Öğrenenlerin Ticareti Suçu Zamanaşımına Uğrar mı?

Genel zaman aşımı kuralları geçerlidir. Türk Ceza Kanunu’na göre bu suçun soruşturulması 8 yıl içinde yapılmalıdır. Ancak bazı durumlarda bu süre kesilebilir veya durabilir.

SONUÇ

Sermaye piyasalarında adil, şeffaf ve güvenilir bir ortamın sağlanması, hem yatırımcıların korunması hem de piyasaya olan güvenin devamı açısından büyük önem taşır. Bu kapsamda, içerden öğrenenlerin ticareti olarak bilinen insider trading suçu, sermaye piyasası araçlarına ilişkin henüz kamuya açıklanmamış ve fiyatları etkileyebilecek nitelikteki bilgilerle işlem yapılmasını yasaklayan bir suçtur.

Bir kişi içeriden elde ettiği özel bilgiyle hisse alım-satımı yaparak haksız kazanç elde ettiğinde, hem piyasanın işleyişine zarar vermekte hem de diğer yatırımcılar açısından eşitsizlik yaratmaktadır. Türk Ceza Kanunu’nda ve Sermaye Piyasası Kanunu’nda açıkça düzenlenen bu suçun ciddi yaptırımları bulunur; hapis ve adli para cezası bunlar arasındadır. Hukuki haklarınızı koruyabilmek için bir avukattan destek almanız faydalı olacaktır.

Bu yazıyı faydalı bulduysan paylaş !