NAYLON FATURA NEDİR? (2025)
Naylon fatura nedir sorusu ile sıklıkla karşılaşılmakta olup bu soruyu cevaplamak için Vergi suçları ve bu suçların cezalarının düzenlendiği 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nu incelemek gerekir. Kanunda hem idari nitelikte sadece para cezası gerektiren suçlar hem de adli nitelikte hürriyeti bağlayıcı mahkumiyet gerektiren suçlar bulunmaktadır. Buna göre kanunda düzenlenen idari nitelikteki vergi suçları; vergi zıyaı suçu, usulsüzlük suçu ve özel usulsüzlük suçu olmak üzere üç başlık altında toplanmışken adli nitelikteki vergi suçları ise; kaçakçılık, vergi mahremiyetinin ihlali ve mükelleflerin özel işlerini yapma suçu olmak üzere üç başlık altında toplanmıştır.
Esasen vergi hukukunda ekonomik suçlara ekonomik cezalar verilmesi ilke olarak kabul edilmişse de kanun koyucu vergi kanunlarına karşı yapılan ve aynı zamanda kamu düzenini sarsan nitelikteki ihlallerin hürriyeti bağlayıcı cezalarla cezalandırılması gerektiğini düşünmüştür. Bu bakımdan Vergi Usul Kanunu’nda adli nitelikteki suçlara da yer verilmiş olup bu bakımdan işbu kanun “yan ceza kanunu” niteliğindedir.
Naylon Fatura Cezası Nedir?
Naylon fatura nedir sorusu kısaca Vergi Usul Kanunu’nun 359/b maddesinde düzenlenen bir kaçakçılık suçudur cevaplanabilir. Vergi kaçakçılığı suçu Vergi Usul Kanunu’nun 359. Maddesinde düzenlenmekte olup en yaygın karşılaşılan adli ceza gerektirir vergi suçudur. Suça sebebiyet veren fiiller genel olarak kanun maddesinde belirtilmiştir. Buna göre maddede belirtilen fiillerin ağırlıklarına göre farklı ceza süreleri öngörülmüştür. Bu yazımızda inceleyeceğimiz sahte belge düzenlemek veya kullanmak suçu, yani halk arasındaki ismiyle naylon fatura düzenleme suçu Vergi Usul Kanunu’nun 359/b maddesinde düzenlenmiş olup söz konusu madde şu şekildedir;
“b) Vergi kanunları uyarınca tutulan veya düzenlenen ve saklama ve ibraz mecburiyeti bulunan (…) belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Maddede sahte belge düzenlemek veya kullanmak fiillerden birinin işlenmesi durumunda üç yıldan sekiz kadar hapis cezası öngörülmüş olup fiilin ayrıca vergi ziyaına sebebiyet vermesi durumunda zıyaa uğratılan verginin üç katı tutarında idari para cezası da kesilecektir. Bu konuda detaylı bilgi sahibi olmak için “Vergi Ziyaı Suçu ve Cezası” isimli yazımıza göz atabilirsiniz.
Naylon Fatura Suçunu Oluşturan Fiiller Nelerdir?
Maddede belirtildiği üzere belgelerin asıl veya suretlerini kısmen veya tamamen sahte olarak düzenlemek veya bu belgeleri kullanmak fiilleri suç kapsamına alınmıştır. Belirtmek gerekir ki bu maddede esasen “belgenin sureti” ibaresi ile “nüsha” kastedilmek istenmiştir. Yetkili kişilerce birden çok olarak meydana getirilen belge asıllarından her biri nüsha iken, yetkili kişilerce aslına uygun şekilde onaylanan ve aslı saklı olan belgeler ise surettir.
Hem düzenleme hem kullanma fiillerinin sonucu kamu düzeninin bozulmasıdır. Bu bakımdan suçun oluşması için vergi zıyaının meydana gelmesi gerekmemekte olup kamu düzeninin tehlikeye atılması yeterlidir. Dolayısıyla bu suç sırf hareket suçudur.
Belgelerin Asıl veya Suretlerinin Tamamen veya Kısmen Sahte Olarak Düzenlenmesi
Vergi mükellefleri tarafından vergi matrahını azaltmak, yasadışı gelir elde etmek, vergi kaçırmak gibi amaçlarla sahte belge düzenlenebilmektedir. Kanun açık bir şekilde belgelerin sahte olarak düzenlenmesini suç saymıştır. Bu fiilin işlenebilmesi için ayrıca belgenin kullanılması şartı bulunmamakta olup vergi kaybı oluşması da gerekmemektedir. Sahtecilik fiilinin, belgede yer alan bilgilerin bir kısmına veya tamamına ilişkin olarak yapılması hususu suçun oluşması bakımından farklılık arz etmemektedir.
Kanunda sahte belge; “Gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belge, sahte belgedir.” şeklinde tanımlanmıştır. Gerçek bir mal satışı veya hizmete binaen düzenlenen faturada ayrıca gerçekte yapılmayan satış veya hizmetin gösterilmesi durumunda faturanın kısmen sahte olduğu kabul edilmektedir. Örneğin A Limited Şirketi, B Anonim Şirketinden 50 adet bilgisayar almış olsun. Burada B Anonim Şirketi tarafından düzenlenecek faturaya 50 adet bilgisayarın yanında daha önceden satılan ancak belgelendirilmeyen 10 adet televizyonun da işlenmesi durumunda kısmen sahte fatura düzenlenmiş olmaktadır.
Sahte belge düzenleme yöntemlerinden bazıları şunlardır;
Gerçekte olmayan kişi adına belge düzenlenmesi: Bu durum sahte belge düzenleyicilerin başvurduğu en kolay yöntemlerdendir. Buna karşın vergi idaresi tarafından bu belgelerin tespiti de son derece kolaydır.
Gerçek mükellef adına taklit belge düzenlenmesi: Bu yöntem genellikle gerçek mükellefler adına, kendilerinden habersiz şekilde düzenlenerek yürütülmektedir. Bu yöntemin tespiti daha zor olmakla beraber genellikle kendi belgelerinin taklit edildiğini öğrenen mükellefler tarafından suç konusu fiil bizzat bildirilmekte veya durum vergi incelemesi neticesinde açığa çıkmaktadır.
Gerçek olmayan alışveriş için belge düzenlenmesi: Herhangi bir mal veya hizmet alımı olmaksızın, gider veya muhasebe kayıtlarında dikkate alınmak üzere belge düzenlenmesi durumudur. Genellikle bu yöntemi kullanan alıcı firmalar satıcı firmaya belirli bir komisyon ödemektedirler.
Faturanın aslı ile örneklerinin farklı bedellerde düzenlenmesi: Bu yöntemde firmalar faturanın aslı olarak kabul edilen ve alıcıya verilen birinci örneğini satış işleminin gerçek durumunu yansıtacak şekilde, işletmede kalacak ve muhasebe kayıtlarına intikal edecek diğer örneğini ise düşük bedelli olarak düzenlemektedir. Bu yöntem genellikle alıcının bilgisi dışında gerçekleştirilmektedir.
Gerçek tutardan farklı belge düzenlenmesi: Satılan hizmet veya ürünün gerçek değerinin üzerinde veya altında belge düzenlenmesidir. Yanıltıcı belge düzenlemek fiili ile benzer olan işbu fiilin ayırt edilmesi her zaman çok kolay olmamaktadır.
Gerçek miktardan farklı belge düzenlenmesi: Satılan hizmet veya ürünün gerçek miktarının üzerinde veya altında belge düzenlenmesidir. Genellikle bu yöntemde ürün veya hizmetin birim fiyatı gerçeği yansıtmaktadır.
En çok kullanılan yöntemlerin bunlar olmasına karşın sahte belge düzenleme yöntemleri bunlarla sınırlı değildir. Dolayısıyla farklı şekillerde de sahte belge düzenlenebilecektir.
Asıl veya Suretleri Tamamen veya Kısmen Sahte Olarak Düzenlenen Belgelerin Kullanılması
Düzenlenen sahte belgenin kullanılması durumu kendi başına suç unsuru oluşturmaktadır. Bu bakımdan belgeyi düzenleyen kişinin aynı olması şart değildir. Sahte belgenin vergisel hukuki işlemlerin tesisinde dikkate alınması ile fiil oluşmaktadır. Sahte belge vergi matrahını azaltmak kayıt dışı aramaları belgelemek, ihracatta haksız vergi iadesi almak gibi nedenlerle kullanılabilmektedir.
Sahte Belge Kavramının Benzer Kavramlarla Karşılaştırılması
Muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge kavramı açısından: Vergi hukukunda muhteviyatı itibariyle yanıltıcı belge, gerçek bir ekonomik durum veya işlem olduğu halde gerçek durumu yansıtmayan belgedir. Yani ortada gerçek bir işlem bulunmasına karşın belge tarafından işlem tam olarak doğru yansıtılmamaktadır. Yanıltıcı belgeyi düzenleyen kişinin mal veya hizmet satımına taraf olması şarttır. Yani gerçek bir hukuki işleme ilişkin faturanın satıcı yerine üçüncü bir kişi tarafından kesilmesi durumunda yanıltıcı belge söz konusu olmayıp sahte belge düzenleme suçu oluşmaktadır.
Not: Bir fiilin yanıltıcı belge düzenleme suçu mu yoksa sahte belge düzenleme suçu mu oluşturduğuna kesin kanaat getirilemediği takdirde “suçtan sanık yararlanır” ilkesi gereği yanıltıcı belge düzenleme suçundan hüküm kurulmalıdır.
Tahrif edilmiş belge kavramı açısından: Tahrifat, gerçeğe uygun şekilde düzenlenmiş belge üzerindeki yazı veya rakamların üzerinde çeşitli yöntemlerle değişiklik yapılmasını ifade eder. Bu bakımdan tahrifat için olmazsa olmaz birinci şart gerçek bir belgedir. Tahrifat direkt düzenleme kısmında yapılmadığı için sahte belge düzenlenmesi ile belgenin tahrif edilmesi fiillerinin ayırt edilmesi daha kolay olmaktadır.
Vergi Kaçakçılığı Suçuna İlişkin Yargılama Usulü Nasıldır?
Vergi kaçakçılığı suçunun ortaya çıkarılması için öncelikle merciler tarafından suç şüphesi öğrenilip savcılığa bu şüpheyle alakalı bildirimde bulunulmaktadır. Suç şüphesi yetkili kimseler tarafından yapılacak olan vergi incelemesi ile ortaya çıkmaktadır.
Vergi incelemesi yasalar gereğince vergi ödemekle yükümlü olanlar tarafından ödenecek vergilerin doğruluğunun vergi incelemesine yetkisi olan memurlar tarafından araştırılıp tespit edilmesidir. Vergi incelemesi ile mükellefin belgelerle ortaya konulan ekonomik işlemlerinin doğruluğu ve gerçekliği araştırılmaktadır. Vergi incelemesine yetkili kişiler, hesap uzmanları, hesap uzman yardımcıları, ilin en büyük mal memuru, vergi denetmenleri, vergi denetmen yardımcıları, vergi dairesi müdürleri, maliye müfettişleri, maliye müfettiş yardımcıları, gelirler kontrolörleri ve stajyer gelirler kontrolörleri olarak belirlenmiştir.
Vergi incelemesi sonucu vergi kaçakçılığı suçunun işlendiğinin tespit edilmesi halinde bu durumun Cumhuriyet başsavcılığına bildirilmesi zorunludur. Cumhuriyet başsavcılığının sair suretlerle vergi kaçakçılığı suçunun işlendiğine dair şüphe duyması durumunda ise direkt olarak soruşturma başlatılamayacak olup bu durumda Cumhuriyet başsavcılığının vergi incelemesi yapılması yönünde talepte bulunması gerekmektedir. Ancak sonrasında yapılacak vergi incelemesi neticesinde şüpheli bir durumla karşılaşılması durumunda Cumhuriyet başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılabilecektir. Bu bakımdan soruşturma başlatılabilmesi için vergi incelemesi yapılması ve bu inceleme neticesinde vergi kaçakçılığı suçu işlendiğinin tespit edilmesi ön koşul niteliğindedir.
Bu aşamadan sonra Cumhuriyet başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılacaktır. Yetkili merciler tarafından suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar olan kısım “soruşturma evresi” olarak adlandırılmaktadır. Soruşturma evresinde Cumhuriyet Savcısı, suç işlendiğine yönelik şüphe uyandıran durumu öğrenir öğrenmez bu hususta kamu davası açılmasına yer olup olmadığına yönelik karar vermek için işin gerçeğini araştırmaya başlar. Suça ilişkin deliller genel olarak soruşturma evresinde toplanır. Cumhuriyet Savcısı tarafından kamu davası açılmasına karar verildiği takdirde iddianame hazırlanarak ilgili mahkemeye sunulur.
İddianamenin kabulünden başlayıp hükmün kesinleşmesine kadar geçen evre ise “kovuşturma evresi” olarak adlandırılmaktadır. Bu evrede suça ilişkin olay ortaya koyularak toplanan deliller çerçevesinde bir değerlendirme yapılarak nihai karar verilir. Mahkumiyet cezalarında verilebilecek hükmün alt ve üst sınırları kanunda belirtilmektedir. VUK m.359/b hükmü gereği sahte belge düzenlemek veya kullanmak fiilleri ile suç işlenmesi durumunda üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmedilecektir. Hakim her olayın özelliğine göre failin kişiliği, kayba uğratılan verginin miktarı, suça ilişkin belgelerin sayısı gibi unsurları dikkate alarak cezayı alt ve üst sınırlar içerisinde kalacak şekilde gerekçeli olarak belirleyecektir.
Belgenin sahte olarak düzenlenmediği veya kullanılan belgenin sahte olmadığı hususları hakkında hukuka aykırı şekilde elde edilenler hariç her şey delil olarak kullanılabilecektir. Bunun yanında sanığın suçu işlemediğini ispat külfeti bulunmamakta olup şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği sanığın suçluluğu sabit bulununcaya kadar suçsuz kabul edilecektir. Somut olayda sahte fatura düzenlemek veya kullanmak fiilinin işlenmediği hususunda ödemelerin yapılış biçimleri, yapılan iş kapasitesi, çalışan işçi sayısı, üretim süreci, tüketilen enerji miktarı gibi pek çok veriyle akla uygun çıkarımlar yapılması ve mahkemeye delil olarak sunulması mümkündür. Bu sebeple vergi hukuku alanında deneyimli bir avukattan yardım alınması son derece faydalı olacaktır.
Hapis Cezasının Paraya Çevrilmesi ve Ertelenmesi
VUK m.359 gereği vergi kaçakçılığı suçundan mahkumiyet kurulması durumunda belirlenecek hapis cezasının paraya çevrilmesinde veya ertelenmesinde TCK’nın 50 ve 51. maddelerinin uygulanması kabul edilmiştir. Bu bakımdan işlenilen bir vergi suçu için hükmolunan hapis cezasının bir yıl veya daha az süreli hapis cezası olması durumunda hapis cezası, hakim kararıyla para cezasına dönüştürülebileceği gibi TCK’nın 50. Maddesinde düzenlenen hapis cezasına seçenek yaptırımların uygulanması da mümkündür.
Vergi suçu için hükmolunan hapis cezasının iki yıl veya daha az süreli hapis cezası olması durumunda ise TCK’nın 51. Maddesi uyarınca hükmün infazı maddede yazan şartların bulunması durumunda ertelenebileceği gibi Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. Maddesine göre hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kurumundan faydalanılması da mümkündür.
Sahte belge düzenlemek veya kullanmak suçunun gerektirdiği cezanın üç yıl ile sekiz yıl arasında olduğu dikkate alındığında, cezayı indirici hal bulunmadığı takdirde hapis cezasının paraya çevrilmesi veya ertelenmesi mümkün değildir.
Cezayı Sona Erdiren Veya Azaltan Haller
Zamanaşımı: Vergi suçlarına ilişkin ceza mahkemelerinde açılacak kamu davalarında uygulanacak zamanaşımına ilişkin VUK’ta özel bir hüküm bulunmamakta olup TCK’da yer alan genel hükümler dikkate alınmalıdır. TCK m.66/e gereği beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezası gerektiren suçlarda dava zamanaşımı süresi fiilin işlendiği tarihten itibaren sekiz yıldır. TCK m.67/2 gereği ise zamanaşımını kesen hallerden birinin meydana gelmesi durumunda zamanaşımı süresi en fazla yarısı kadar uzayacak olup bu durumda zamanaşımı süresi en fazla 12 yıla çıkmaktadır.
İşlenen fiil dolayısıyla ayrıca idari para cezası kesilmesi durumunda ise zamanaşımı süresi, fiilin işlendiği tarihi takip eden yılın birinci gününden başlayarak 5 yıldır. Örnekle açıklamak gerekirse 2023 senesinin temmuz ayında faturada gerçek meblağdan farklı meblağlara yer verme suçunun işlenmesi halinde zamanaşımı süresi 1 Ocak 2024 tarihinde başlayacak olup 31 Aralık 2028 gününden sonra suç zamanaşımına uğrayacaktır.
Adli ceza zamanaşımı ile idari ceza zamanaşımı süresinin birbirinden farklı olması, suçluluğun kanıtlanmasında ve savunma hakkının kullanılmasında bir uyumsuzluğa neden olmakta olup bu sürelerin birbiri ile uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir.
Pişmanlık ve ıslah: Pişmanlık ve ıslah, vergi kanunlarına aykırı hareketleri ile vergi zıyaına sebebiyet vererek kaçakçılık suçu işleyenlerini duydukları pişmanlığı yasallaştıran bir kurumdur. Buna göre vergi kanunlarına aykırı davranışlarını kendiliğinden bir dilekçe ile ilgili makamlara haber veren mükellef, haber verme tarihinden itibaren 15 gün içinde, hiç vermemiş olduğu beyannameyi vermesi, eksik beyanını tamamlaması ya da yanlış beyanını düzeltmesi ve aynı süre içinde, ödeme süresi geçenleri ise zamlı olarak ödemesi halinde pişmanlık ve ıslahtan faydalanabilecektir. Bu hususa ilişkin şartlar VUK m.371’de sayılmıştır. Pişmanlık ve ıslah şartlarının yerine getirilmesi halinde, kaçakçılık suçlarını işleyen failler ceza mahkemelerinde yargılanmayacaklardır. Bu özelliği sebebiyle pişmanlık ve ıslah kurumu TCK’da düzenlenen “etkin pişmanlık” kurumuna yaklaşmaktadır.
Uzlaşma: Uzlaşma, vergi dairesi ile vergi borçlusu veya ceza sorumlusunun tarh edilen vergilerle bunlara ilişkin vergi ziyaı cezaları üzerinde karşılıklı görüşme ve pazarlık sonucu anlaşmaya varmaları, konuyu uyuşmazlık haline getirmemeleridir. Ancak önemle belirtmek gerekir ki; VUK 359 düzenlemesinde yer alan vergi kaçakçılığı suçu uzlaşma kapsamında olan suçlardan değildir.
Sanığın veya Hükümlünün Ölümü: Cezaların şahsiliği ilkesi gereği bir suç sebebiyle yalnızca fail aleyhinde ceza yargılaması süreçleri işletilip hüküm kurulabilecektir. Bu bakımdan sanığın veya hükümlünün ölümünün yaratacağı hukuki sonuçlara ilişkin TCK m.64 vergi kaçakçılığı suçları bakımından da geçerlidir. Söz konusu madde şu şekildedir;
“Sanığın ölümü halinde kamu davasının düşürülmesine karar verilir. Ancak, niteliği itibarıyla müsadereye tabi eşya ve maddi menfaatler hakkında davaya devam olunarak bunların müsaderesine hükmolunabilir.
Hükümlünün ölümü, hapis ve henüz infaz edilmemiş adlî para cezalarını ortadan kaldırır. Ancak, müsadereye ve yargılama giderlerine ilişkin olup ölümden önce kesinleşmiş bulunan hüküm, infaz olunur”
Bunun yanında suçun işlenmesinden sonra ancak soruşturmaya başlanmadan önce şüphelinin ölmesi halinde cezai tatbikat yapılmayacaktır. Soruşturma evresinde şüphelinin ölmesi halinde ise kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilecektir.
Genel veya Özel Af: Af, kesinleşmiş cezaları ortadan kaldıran, hafifleten veya değiştiren yahut mahkumiyeti bütün sonuçlarıyla beraber gerçekleşmemiş sayan bir kamu hukuku işlemidir. Ceza hukukunda yapılan genel af- özel af ayrımı vergi suç ve cezaları bakımından da geçerlidir. Bu bakımdan TCK m.65 kaçakçılık suçu bakımından uygulama alanı bulacak olup söz konusu madde şu şekildedir;
“Genel af halinde, kamu davası düşer, hükmolunan cezalar bütün neticeleri ile birlikte ortadan kalkar.
Özel af ile hapis cezasının infaz kurumunda çektirilmesine son verilebilir veya infaz kurumunda çektirilecek süresi kısaltılabilir ya da adlî para cezasına çevrilebilir.
Cezaya bağlı olan veya hükümde belirtilen hak yoksunlukları, özel affa rağmen etkisini devam ettirir.”
SIKÇA SORULAN SORULAR
Naylon Fatura Nedir?
Naylon fatura nedir sorusu kısaca Vergi Usul Kanunu’nun 359/b maddesinde düzenlenen bir kaçakçılık suçudur şeklinde cevaplanabilir. Naylon fatura nedir sorusu ile sıklıkla karşılaşılmakta olup çoğunlukla daha az vergi ödemek, vergi ödeme yükümlülüğünden muaf olmak, vergi indirimi almak, vergi iadesinden yararlanabilmek adına kullanılan sahte belge yani naylon fatura olarak bilinir.
Naylon Fatura Cezası Nedir?
Suça sebebiyet veren fiiller genel olarak kanun maddesinde belirtilmiştir. Buna göre maddede belirtilen fiillerin ağırlıklarına göre farklı ceza süreleri öngörülmüştür. Sahte belge düzenlemek veya kullanmak suçu, yani halk arasındaki ismiyle naylon fatura düzenleme suçu Vergi Usul Kanunu’nun 359/b maddesinde düzenlenmiş olup söz konusu madde şu şekildedir;
“b) Vergi kanunları uyarınca tutulan veya düzenlenen ve saklama ve ibraz mecburiyeti bulunan (…) belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler veya bu belgeleri kullananlar, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Maddede sahte belge düzenlemek veya kullanmak fiillerden birinin işlenmesi durumunda üç yıldan sekiz kadar hapis cezası öngörülmüştür.
Naylon Faturada Etkin Pişmanlık Var Mı?
08/04/2022 tarihinde Vergi Usul Kanununda meydana gelen bir değişiklik sonucunda madde 359’da düzenlenen naylon fatura düzenleme ve vergi kaçakçılığı suçlarında etkin bir pişmanlık duruma ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Belirli şartların gerçekleşmesi halinde tarh edilen verginin gecikme faizi ve gecikme zammının tümü ile kesilen cezaların yarısı ve buna ilişkin gecikme zammının kovuşturmaya geçilmeden, soruşturma aşamasında ödendiği varsayımında ceza yarı oranında indirilir.
Bilmeden Naylon Fatura Kullandım, Ceza Alır Mıyım?
Yapılan inceleme sonucu söz konusu belgeleri bilmeden kullandığı sonucuna varılan mükellefler hakkında savcılıklara suç duyurusunda bulunulmamakta ancak bu belgeleri kullanmak sureti ile vergi ziyaına sebebiyet verilmesi halinde bir kat vergi ziyaı cezası kesilmektedir.
Sahte belge düzenlemek veya kullanmak suçu, yani halk arasındaki ismiyle naylon fatura düzenleme suçu Vergi Usul Kanunu’nun 359/b maddesinde düzenlenmiş olup sahte fatura kullanma suçu ancak kasıtla işlenebilir. Sahte fatura kullanma suçu taksirle işlenemeyeceğinden yargılama sürecinin titizlikle takip edilmesi, sürecin başından itibaren avukat desteği alınması önem arz etmektedir.
