Okuma Süresi: 7 dakika

vergi ziyaı suçu ve cezası https://baf.av.tr/vergi-ziyai-sucu-ve-cezasi/ ‎

VERGİ ZİYAI SUÇU VE CEZASI

Vergi Suçları Hakkında Genel Açıklama

Vergi ziyaı suçu ve cezası  213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda düzenlenmiştir. Kanunda hem idari nitelikte sadece para cezası gerektiren suçlar hem de adli nitelikte hürriyeti bağlayıcı mahkumiyet gerektiren suçlar bulunmaktadır. Buna göre kanunda düzenlenen idari nitelikteki vergi suçları; vergi ziyaı suçu, usulsüzlük suçu ve özel usulsüzlük suçu olmak üzere üç başlık altında toplanmışken adli nitelikteki vergi suçları ise; kaçakçılık, vergi mahremiyetinin ihlali ve mükelleflerin özel işlerini yapma suçu olmak üzere üç başlık altında toplanmıştır.

Vergi Ziyaı Suçu Nedir?

Vergi ziyaının tanımı 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 341. maddesinde yapılmıştır. Buna göre vergi ziyaı, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden, verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade eder. Ayrıca şahsi, medeni haller veya aile durumu hakkında gerçeğe aykırı beyanlar ile veya sair suretlerle verginin noksan tahakkuk ettirilmesine veya haksız yere geri verilmesine sebebiyet vermek de vergi ziyaı hükmündedir.

Vergi ziyaı suçu ise aynı kanunun 344. Maddesinde düzenlenmiş olup 341. Maddede yazılı hallerde ve 359. Maddede yazılı fiillerle vergi ziyaına sebebiyet verilmesiyle vergi ziyaı suçu meydana gelecektir.

Suçu Oluşturan Fiiller Nelerdir?

Suçun oluşması için vergi ziyaının meydana gelmesi gerekmekte olup vergi ziyaına sebep olan haller genel manada 341. Maddede sayılmıştır. Bunun yanında 359. Maddede düzenlenen kaçakçılık suçu ile de vergi ziyaına sebebiyet verilmesi mümkündür. İlk olarak 341. Maddede düzenlenen, vergi ziyaına sebep olan durumların incelenmesi gerekmektedir.

Öncelikli olarak vergi ziyaı cezası gerektiren durumların ilki verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesi veya eksik tahakkuk ettirilmesidir. Mükelleflerin vergilendirmeyle ilgili ödevleri bulunmaktadır. Mükellefler tarafından bu ödevlere uyulmaması genellikle usulsüzlük ve özel usulsüzlük suçu meydana getirecek olsa da neticesinde verginin tam veya zamanında tahakkuk etmemesi sonucu meydana gelmişse vergi ziyaı suçu oluşacaktır. Verginin zamanında tahakkuk etmemesi, verginin tam ve eksiksiz tahakkuk etmesiyle birlikte süresinden sonra tahakkuk etmesi anlamına gelir. Esasen verginin tam olarak tahakkuk etmesine rağmen süresinde tahakkuk etmemesi durumunda vergi ziyaı neticesi meydana gelmeyecek, devlet zarara uğramayacaktır. Ancak kanun koyucu mükelleflerin yol açacağı belirsiz durumların önüne geçebilmek adına verginin zamanında tahakkuk etmemesini vergi kaybı olarak saymıştır.

Not: Her ne kadar verginin zamanında tahakkuk etmemesi vergi ziyaı suçu oluşturmaktaysa da bu durumun istisnası verginin ödeme süresi içinde eksiksiz bir şekilde ödenmesidir.

Bunun yanında verginin eksik tahakkuk etmesi de vergi ziyaı neticesini oluşturan durumlardandır. Verginin eksik tahakkuk etmesi, verilmesi gereken bir beyannamenin verilmemesi veya verilmekle beraber matrahın eksik gösterilmesi durumudur.

Vergi Usul Kanununun 341. Maddesinde vergi ziyaına sebebiyet veren bir diğer husus olarak şahsi, medeni haller veya aile durumu hakkında gerçeğe aykırı beyanlar ile veya sair suretlerle verginin noksan tahakkuk ettirilmesine sebebiyet vermekten bahsedilmiştir. Bazı durumlarda mükellefin şahsi, medeni halleri veya aile durumu hakkında gerçeğe aykırı beyanları verginin noksan tahakkuk ettirilmesine sebebiyet vermektedir. Bu durumda vergi kaybı gerçekleşmiş sayılmakta ve vergi ziyaı cezası kesilmektedir.

Örneğin mükellef sakat olmadığı halde sakat olduğu yönünde bilgi vererek sakatlık indirimi uygulanmasına sebebiyet vermiş ise durumun vergi idaresi tarafından tespit edilmesi halinde vergi ziyaı cezası kesilecektir. Dikkat edilmesi gereken nokta bu hususlar maddede sınırlı şekilde sayılmamış “gerçeğe aykırı beyanlar veya sair suretlerle” denilerek ucu açık bırakılmıştır. Bu bakımdan herhangi bir fiil ile verginin noksan tahakkuk etmesine sebebiyet verilmesi vergi ziyaı meydana getirecek olup herhangi bir fiil ile bu suç işlenebilecektir.

Vergi Usul Kanununda bahsedilen, vergi ziyaı oluşturan bir diğer durum verginin haksız yere geri verilmesine sebebiyet verilmesidir. Herhangi bir vergilendirme hatası olmadığı halde gerçek dışı beyanlarla hata hükümleri işletilerek ödenen verginin geri alınması bu duruma örnek verilebilir.

Son olarak vergi ziyaı suçuna Vergi Usul Kanununun 359. Maddesinde düzenlenen kaçakçılık suçu ile sebebiyet verilmesi de mümkündür. Kaçakçılık suçunu oluşturan fiiller hakkında detaylı bilgiye ulaşmak için Vergi Kaçakçılığı Suçu isimli yazımıza göz atabilirsiniz.

Not: Suçun meydana geldiği an bakımından vergi ziyaına sebebiyet veren fiil ne zaman gerçekleştirilirse gerçekleştirilsin suç vergi ziyaının meydana geldiği anda işlenmiş sayılır. Örneğin sahte fatura kullanımından kaynaklı vergi ziyaı suçu, faturanın defter ve kayıtlara işlendiği tarihte değil, söz konusu verginin beyan edilmesi gereken son günün geçmesiyle işlenmiş sayılır.

Vergi Ziyaı Suçunda Uygulanacak Ceza

Vergi ziyaı suçunun 341. Maddede yazan sebeplerle işlenmesi halinde suçu işleyenlere, kayba uğrattıkları vergi tutarı kadar ceza kesileceği öngörülmüştür. Yani bu miktar sabit olmayıp somut olaya göre belirlenmektedir.

Bunun yanında kaçakçılık suçuna ilişkin fiillerle vergi ziyaına sebebiyet verilmesi durumunda mükellefe, kayba uğratılan verginin 3 katı tutarında para cezası uygulanacak olup kaçakçılık suçuna iştirak edenlere ise kayba uğratılan vergi miktarınca para cezası uygulanır.

Kanunda son olarak verilecek cezayı azaltan duruma yer verilmiş olup buna göre kanuni süresi geçtikten sonra beyanname verilmesi halinde kayba uğratılan verginin yarısı kadar ceza uygulanır. Ancak vergi incelemesine başlanılmasından veya takdir komisyonuna sevk edilmesinden sonra verilen beyannameler bu durumun dışında kalmaktadır.

Vergi Ziyaı Cezasına İtiraz ve İptal Davası

Vergi dairesi tarafından kesilen vergi ziyaı cezasına karşı direkt olarak iptal davası açılabileceği gibi öncelikle cezaya itiraz edilip, sonuç alınamaması durumunda iptal davası açılması da mümkündür. Ceza ihbarnamesinin tebliğinden itibaren dava açma süresi 30 gün olup öncelikli olarak itiraz yoluna gidildiğinde bu 30 günlük süre duracak, itirazın reddedilmesi veya idare tarafından 30 gün içinde cevap verilmemesi durumunda dava açma süresi işlemeye devam edecektir.

Vergi cezalarına ilişkin iptal davası açılması durumunda cezaların tahsiline ilişkin işlemler kendiliğinden dava sonuna kadar duracaktır. Bu bakımdan ayrıca bir işlem yapılmasına gerek olmayıp dava sonucunda cezanın iptal edilmesi durumunda ceza tamamen son bulacaktır.

Vergi cezaları ve cezalara karşı yapılacak itiraz, dava, uzlaşma ve benzeri işlemlerde her ne kadar avukat tutulması zorunlu değilse de Vergi Usul Kanununda diğer hukuk dallarına nazaran daha detaylı düzenlemeler bulunması sebebiyle hak kaybına uğranılmaması adına bir avukat ile çalışılması önem arz etmektedir.

Vergi Cezalarının Kesilmesi

Vergi Usul Kanunu’nun 4. Maddesinde vergi daireleri; mükellefi tespit eden, vergi tarh eden, tahakkuk ettiren ve tahsil eden daireler olarak tanımlanmıştır. Görüleceği üzere bu tanımda ceza kesilmesinden bahsedilmemişse de vergi dairelerine bu görev aynı kanunun 365. Maddesi ile verilmiştir.

Vergi cezalarının kesilebilmesi için ilk aşama suçu oluşturan fiilin veya durumun ortaya çıkartılmasıdır. Kanunda vergi cezası gerektiren olayların vergi dairelerince veya yoklamaya ve vergi incelemesine yetkili olanlar tarafından tespit olunacağından bahsedilmiştir.

Yoklama, mükellefleri ve mükellefiyetle ilgili maddi olayları, kayıtları ve mevzuları araştırmak ve tespit etmek amacıyla yapılmaktadır. Yoklama, yapısı gereği belirli bir zaman dilimine özgü tespitler içermektedir. Yoklama sonucunda yoklama fişi düzenlenip ilgilisine imzalattırılır. Yoklamaya yetkili olanlar; vergi dairesi müdürleri, yoklama memurları, yetkili makamlar tarafından yoklama işi ile görevlendirilenler, vergi incelemesine yetkili olanlar ile gelir uzmanlarıdır.

Vergi incelemesi ise ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak amacıyla yapılmaktadır. İnceleme sonucunda vergi inceleme raporu tanzim edilir. Bu raporun hukuki sonuç doğurabilmesi için ilgili tarafından imzalanması gerekmektedir. Vergi incelemesi yetkilileri ise; hesap uzmanları, hesap uzman yardımcıları, ilin en büyük mal memuru, vergi denetmenleri, vergi denetmen yardımcıları, vergi dairesi müdürleri, maliye müfettişleri, maliye müfettiş yardımcıları, gelirler kontrolörleri ve stajyer gelirler kontrolörleri  olarak belirlenmiştir.

Not: Görüldüğü üzere vergi cezası kesmeye yetkili kurum vergi dairesi olmakla birlikte cezaya konu fiilin vergi dairesi tarafından tespit edilmesi bir zorunluluk değildir.

Yetkili kişiler tarafından cezaya konu fiilin tespit edilmesi ve vergi dairesine bildirilmesiyle vergi cezaları vergi dairesi tarafından kesilir ve sonraki aşamaya geçilir. Ceza verme sürecinin ikinci aşaması ise ceza ihbarnamesi düzenlenmesi ve tebliğ edilmesidir.

Suçluluğu Kaldıran ve Ceza Sorumluluğunun Sona Erdiren Sebepler

Vergi ceza hukukunda suçluluğun ve cezanın ortadan kalkması sonucunu doğuran bazı haller bulunmaktadır. Bu hallerden yanılma ve mücbir sebep, suçluluğu kaldıran sebepler olarak karşımıza çıkmaktayken geriye kalan haller ise ceza sorumluluğunu sona erdirmektedir.

Ödeme: İdari para cezası olarak kesilen vergi cezaları ödeme ile ortadan kalkar. Vergi cezalarının, cezaya karşı vergi mahkemesinde dava açılmamışsa dava açma süresinin bittiği tarihten itibaren, dava açılmışsa vergi mahkemesi kararı üzerine vergi dairesince düzenlenecek ihbarnamenin ilgiliye tebliğ tarihinden başlayarak bir ay içinde ödeneceği hüküm altına alınmıştır.

Ölüm: Cezaların şahsiliği ilkesinin vergi hukukunda doğurduğu sonuç vergi cezalarının yalnızca suçun failine çektirilebilmesidir. Kesinleşip kesinleşmediğine bakılmaksızın tahsil edilmemiş olan tüm cezalar ölüm anından itibaren kalkar. Ceza ölümle ortadan kalktığından, miras yoluyla intikali de söz konusu olmaz.

Yanılma: Yetkili makamların mükellefin kendisine yazı ile yanlış izahat vermiş olmaları veya bir hükmün uygulanma tarzına ilişkin bir içtihadın değişmiş olması halinde vergi cezası kesilmez ve gecikme faizi hesaplanmaz.

Mücbir Sebep: Mükelleflerin ödevlerine yerine getirmesi için öngörülen sürelerin durdurulmasını sağlayan mücbir sebepler aynı zamanda vergi suçluluğunu da kaldırmaktadır. Mücbir sebepler kanunda sayılmış olup şu şekildedir;

  • Vergi ödevlerinden herhangi birinin yerine getirilmesine engel olacak derecede ağır kaza, ağır hastalık ve tutukluluk,
  • Vergi ödevlerinin yerine getirilmesine engel olacak yangın, yer sarsıntısı ve su basması gibi afetler,
  • Kişinin iradesi dışında vukua gelen mecburi gaybubetler,
  • Sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısiyle defter ve vesikalarının elinden çıkmış bulunması gibi haller.

Pişmanlık ve Islah: Beyana dayanan vergilerde vergi ziyaı cezasını gerektiren fiilleri işleyen mükelleflerle bunların işlenişine iştirak eden diğer kişilerin kanuna aykırı hareketlerini ilgili makamlara kendiliğinden dilekçe ile haber vermesi hâlinde, haklarında belirli şartlarda vergi ziyaı cezası kesilmez.

Bu şartlar kanunda sayılmış olup şu şekildedir;

  • Mükellefin haber verdiği tarihten önce bu husus hakkında ihbarda bulunulmamış olması,
  • Yetkili memurlar tarafından mükellef nezdinde haber verilen olayın ilgili olduğu vergi türüne ilişkin vergi incelemesine başlandığı veya olayın ilgili olduğu takdir komisyonuna intikal ettiği günden, kaçakçılık suçu ile vergi zıyaı doğması durumunda ise suç teşkil eden fiillerin işlendiğinin tespit edildiği günden önce haber verme dilekçesinin verilmiş ve resmi kayıtlara geçirilmiş olması. Burada dilekçenin resmi kayıtlara geçmesi de zorunlu tutulmuş olup yalnızca dilekçe verilmesi yeterli görülmemektedir.
  • Hiç verilmemiş olan vergi beyannamelerinin mükellefin haber verme dilekçesinin verildiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde tevdi olunması.
  • Eksik veya yanlış yapılan vergi beyanının mükellefin keyfiyeti haber verme tarihinden başlayarak onbeş gün içinde tamamlanması veya düzeltilmesi.
  • Mükellefçe haber verilen ve ödeme süresi geçmiş bulunan vergilerin, gecikme zammı ile beraber haber verme tarihinden başlayarak onbeş gün içinde ödenmesi.

Ceza İndirimi: Mükellef veya vergi sorumlusu tarh edilen vergiyi veya vergi farkını ve vergi cezalarının yarısını ihbarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde ilgili vergi dairesine başvurarak vadesinde veya teminat göstererek vadenin bitmesinden itibaren üç ay içinde ödeyeceğini bildirirse kesilen cezanın yarısı indirilir. Uzlaşma yoluna gidilmiş olması durumunda ise uzlaşılan vergiyi veya vergi farkını ve vergi cezalarının %75’inin süresi içinde ödemesi durumunda uzlaşılan verginin %25’i indirilir.

Not: Belirtilen süre içinde ödemenin yapılmaması veya ceza hakkında dava açılması durumunda bu imkandan faydalanılamayacaktır.

Zamanaşımı:  Kanunun 353. Maddesi uyarınca kesilecek usulsüzlük cezalarında zamanaşımı süresi usulsüzlüğün yapıldığı yılı takip eden yılın birinci gününden başlayarak 5 yıldır. Örnekle açıklamak gerekirse 2023 senesinin temmuz ayında faturada gerçek meblağdan farklı meblağlara yer verme suçunun işlenmesi halinde zamanaşımı süresi 1 Ocak 2024 tarihinde başlayacak olup 31 Aralık 2028 gününden sonra suç zamanaşımına uğrayacaktır.

Uzlaşma: Uzlaşma, vergi dairesi ile vergi borçlusu veya ceza sorumlusunun tarh edilen vergilerle bunlara ilişkin vergi ziyaı cezaları üzerinde karşılıklı görüşme ve pazarlık sonucu anlaşmaya varmaları, konuyu uyuşmazlık haline getirmemeleridir. Bu konuda detaylı bilgi için Vergi Hukukunda Uzlaşma isimli yazımıza bakabilirsiniz.

Vergi cezaları ve cezalara karşı yapılacak dava, uzlaşma ve benzeri işlemlerde her ne kadar avukat tutulması zorunlu değilse de Vergi Usul Kanununda diğer hukuk dallarına nazaran daha detaylı düzenlemeler bulunması sebebiyle hak kaybına uğranılmaması adına bir avukat ile çalışılması önem arz etmektedir. Başta vergi ziyaı suçu ve cezası olmak üzere vergi suçları ve vergi hukuku ile ilgili yazımızı buradan inceleyebilirsiniz.

Sıkça Sorulan Sorular

Vergi Ziyaı Suçu ve Cezası ile karşılaşmamak için neler yapılabilir ?

Vergi ziyaı suçu ve cezası ile karşılaşmamak için vergi avukatından danışmanlık almanız gerekir.  Vergi ziyaı suçu ve cezası ile alakalı detaylı bilgilere bu makalemizde erişebilirsiniz. Ayrıca Gelir İdare Başkanlığının web sitesine giriş yaparak nasıl vergilendirilmeniz gerektiği noktasında özelge talep edebilirsiniz.

Vergi Ziyaı Cezasına Dava Açılabilir Mi ? 

Vergi ziyaı sonrası oluşturulan rapor ve ceza ihbarnamelerine karşı 30 gün içinde vergi mahkemelerinde dava açılmalıdır.

Vergi Ziyaı Suçu ve Cezası Avukatı Ne Yapar?

Vergi ziyaı suçu ve cezası ile karşılaşan mükelleflerin bu konuda deneyimli bir vergi hukuku avukatıyla çalışması cezaların iptal edilmesi hususunda büyük önem taşır. Vergi hukuku ve vergi incelemelerinde tecrübeli bir avukat, olası bir vergi cezası ya da vergi incelemesiyle karşı karşıya kaldığınızda hukuki destek sağlar.