suclularin-iadesi-iade-yargilamasi

SUÇLULARIN İADESİ (İADE YARGILAMASI)(2025)

Suçluların iadesi (iade yargılaması) , 6706 sayılı Kanun’un en önemli düzenlemelerinden biridir. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve karşılıklılık ilkesi çerçevesinde, bir suçlu hakkında başka bir devletin yaptığı iade talebinin kabul edilip edilmeyeceği yargı mercileri tarafından karara bağlanmaktadır.

Uluslararası adli iş birliği, suçluların adalet önüne çıkarılmasını sağlamak amacıyla devletler arasında hukuki süreçlerin yürütülmesini düzenleyen önemli bir kavramdır. Türkiye’de bu alandaki temel mevzuatlardan biri olan 6706 sayılı Cezai Konularda Uluslararası Adli İş Birliği Kanunu, suçluların iadesi, adli yardımlaşma, ceza mahkumiyetlerinin tanınması gibi konuları içermektedir. Bu makalede, özellikle suçluların iadesi (iade yargılaması süreci) 6706 Sayılı Kanun çerçevesinde ele alınacaktır.

SUÇLULARIN İADESİ NEDİR? 

Suçluların iadesi, bir kişinin bulunduğu ülke dışındaki bir devlette işlediği suç nedeniyle şüpheli veya sanık sıfatıyla hakkında soruşturma ya da kovuşturma yürütülmesi amacıyla; hükümlü olması halinde ise verilen cezanın infaz edilmesi için talep eden devlete teslim edilmesini içeren adli ve siyasi bir işlemdir.

SUÇLULARIN İADESİNDE YETKİLİ MAKAM 

Suçlu iadesine ilişkin sözleşmelerde genellikle Adalet Bakanlıkları Merkezî Makam olarak gösterilmiş olmakla birlikte bazı ülkelerde Ülke Başsavcılıkları tarafından bu görev yerine getirilmektedir. 6706 sayılı Cezai Konularda Uluslararası Adli İş Birliği Kanununda Merkezî Makam olarak Adalet Bakanlığı belirlenmiştir.

1 Nolu Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 45 inci maddesinin (c) bendi uyarınca, “hukukî ve cezaî konularda uluslararası adlî yardımlaşma; tebligat, istinabe, suçluların iadesi, hükümlülerin transferi, kovuşturmaların aktarılması işlemlerini yapma” görevi, Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü tarafından yerine getirilmektedir.

SUÇLULARIN İADESİNDE HUKUKİ DAYANAKLAR

Yurt dışında bulunan şüpheli, sanık veya hükümlülerin Türkiye’ye iadesi ile yabancı devlet adli makamlarının benzer taleplerinin karşılanması, 6706 sayılı Cezai Konularda Uluslararası Adli İş Birliği Kanunu, Türkiye ile ilgili devletler arasındaki ikili veya çok taraflı uluslararası anlaşmalar ya da böyle bir anlaşma bulunmadığı durumlarda uluslararası teamül hukuku ve mütekabiliyet ilkesi çerçevesinde yürütülmektedir.

6706 SAYILI KANUN ÇERÇEVESİNDE SUÇLULARIN İADESİ (İADE YARGILAMASI)

6706 Sayılı Kanun’un amacı Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası anlaşmalar ve karşılıklılık ilkesi çerçevesinde, cezai konularda adli iş birliğinin etkin şekilde yürütülmesini sağlamaktır. Bu Kanun ile, suçluların iadesi , adli yardımlaşma, hükümlülerinin nakli, elkonulan malvarlığının iadesi, karşılıklılık ilkesi ve Merkezi makamın yetkileri gibi konular hüküm altına alınmıştır. 6706 sayılı Kanun,  yabancı devletlerle Türkiye arasındaki cezai iş birliği süreçlerini hukuki çerçeveye oturtarak hak ve yükümlülükleri açıkça belirlemektedir.

SUÇLULARIN İADESİ ( İADE YARGILAMASI) İZLENECEK PROSEDÜRLER

Suçluların iadesi, 6706 sayılı Kanun’un en önemli düzenlemelerinden biridir. Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve karşılıklılık ilkesi çerçevesinde, bir suçlu hakkında başka bir devletin yaptığı iade talebinin kabul edilip edilmeyeceği yargı mercileri tarafından karara bağlanmaktadır.

Yabancı ülkelerde yürütülen yargılamalara istinaden Türkiye’ye gelen İnterpol kırmızı bültenleri ve difüzyon mesajları veyahut adli işbirliği talepleri iade hukuku ve uluslararası anlaşmalar çerçevesinde yürütülmektedir.

1. İnterpol Kırmızı Bülten,Difüzyon Mesajlarının ve Adli İşbirliği  Taleplerinin Değerlendirilmesi

Yabancı ülkeler tarafından İnterpol aracılığıyla yayımlanan kırmızı bülten ve difüzyon mesajları, Türkiye’de İçişleri Bakanlığı tarafından merkezi makam sıfatıyla değerlendirilir. Türkiye’de bulunduğu iddia edilen kişilere ilişkin bu talepler, İçişleri Bakanlığı tarafından Adalet Bakanlığı’na iletilir.

Adalet Bakanlığı, söz konusu suçun:

  • İadeye elverişli olup olmadığını,
  • Suçun işlendiğine ilişkin yeterli delilin bulunup bulunmadığını,

inceleyerek bir değerlendirme yapar. Eğer bu unsurlar sağlanıyorsa, İçişleri Bakanlığı’na bildirimde bulunularak şahsın yakalanması durumunda adli mercilere sevkinin sağlanması talep edilir.

2. Şahsın Yakalanması ve Adli Süreç

Kırmızı bülten veya difüzyon mesajına dayanarak yakalanan kişi, yetkili Cumhuriyet Savcılığına sevk edilir.

Cumhuriyet Savcısı:

  • Geçici tutuklama,
  • Adli kontrol,

talebiyle yetkili Sulh Ceza Hakimliğine başvurabilir. Sulh Ceza Hakimliği, suçun niteliği ve mevcut delil durumunu değerlendirerek tutuklama, adli kontrol veya serbest bırakma yönünde karar verebilir.

Eğer suç iadeye elverişli olmasına rağmen talepte eksiklik veya yetersiz delil bulunuyorsa, Cumhuriyet Savcılığı veya Mahkeme, Adalet Bakanlığı’ndan ek bilgi ve belge talep edebilir. Bu durumda Adalet Bakanlığı ilgili ülke makamlarıyla temasa geçerek gerekli ek bilgi ve belgeleri ister. Belgelerin temin edilmesi sürecinde, kişinin tutukluluk durumu adli makamlar tarafından değerlendirilmektedir.

3. Geçici Tutuklama ve Adli Kontrol

Yakalanan kişi hakkında, kırmızı bülten veya difüzyon mesajı esas alınarak geçici tutuklama kararı verilebilir. Ancak mahkeme, olayın koşullarını ve şahsın durumunu dikkate alarak adli kontrol tedbiri uygulanmasına da karar verebilir.

Geçici tutuklama süresi, Türkiye’nin taraf olduğu “Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi”nin (SİDAS) 16. maddesi uyarınca düzenlenmiştir. Buna göre:

  • En az 18 gün,
  • En fazla 40 gün,

süreyle geçici tutuklama kararı verilebilir.

Türkiye’nin SİDAS’a taraf olmayan ülkelerle yürüttüğü iade süreçleri, ilgili ülkeyle yapılan ikili anlaşmalara göre belirlenen süreler esas alınarak yürütülmektedir.

Kırmızı bülten ve difüzyon mesajları, uluslararası adli iş birliğinin temel unsurlarından biridir. Türkiye’de bu süreç, uluslararası anlaşmalar ve ulusal mevzuat çerçevesinde değerlendirilerek yürütülmektedir. Kırmızı bülten veya difüzyon mesajına dayanarak bir kişinin yakalanması halinde, geçici tutuklama veya adli kontrol tedbirleri uygulanabilir. Ancak, iade sürecinde ilgili ülke tarafından sağlanan delil ve belgelerin yeterliliği büyük önem taşımaktadır.

Bu kapsamda, uluslararası hukuka ve insan haklarına uygun bir değerlendirme yapılarak her vaka özelinde karar verilmektedir.

4. İade Yargılaması 

Mahkeme, delilleri değerlendirerek iade talebini kabul edebilir veya reddedebilir. Talebin kabul edilmesi halinde, Cumhurbaşkanı’nın onayıyla iade işlemi gerçekleştirilir.

YABANCI DEVLETLERİN ADLİ İŞBİRLİĞİ TALEPLERİNİN REDDİ 

Adlî iş birliği, devletler arasında suçla mücadelede önemli bir araçtır. Ancak, her talep doğrudan kabul edilmez; bazı durumlarda reddedilmesi mümkündür. Türkiye’de bu süreç, 6706 sayılı Cezai Konularda Uluslararası Adlî İş Birliği Kanunu kapsamında düzenlenmiştir. Bu makalede, adlî iş birliği taleplerinin hangi durumlarda reddedilebileceği incelenecektir.

1. Türkiye’nin Egemenlik Hakları, Millî Güvenliği ve Kamu Düzeni

Bir devletin, kendi egemenliğini ve millî güvenliğini koruma hakkı vardır. Türkiye, başka bir devletin adlî iş birliği talebinin egemenlik haklarını, millî güvenliği veya kamu düzenini ihlal ettiğini değerlendirirse, bu talebi reddedebilir. Bu hüküm, devletlerin iç işlerine müdahale edilmesini önlemek amacıyla konulmuştur.

2. Askerî, Düşünce ve Siyasî Suçlar

Talep edilen suçun, sırf askerî suç, düşünce suçu veya siyasî suç ya da siyasî suçla bağlantılı bir suç olması halinde, iş birliği talebi reddedilebilir. Özellikle, siyasî suç kavramı uluslararası hukukta tartışmalı bir alan olup, Türkiye’nin bireylerin siyasî görüşleri nedeniyle iade edilmesine karşı bir tutum sergilediği anlaşılmaktadır.

3. İnsan Hakları İhlalleri Riski

Bir kişinin, ırkı, etnik kökeni, dini, vatandaşlığı, sosyal grubu veya siyasî görüşleri nedeniyle soruşturma, kovuşturma veya cezalandırmaya maruz kalacağına dair inandırıcı nedenler bulunması durumunda adlî iş birliği talebi reddedilir. Ayrıca, ilgili kişinin işkence veya kötü muameleye uğrayacağına dair ciddi şüpheler bulunuyorsa, Türkiye bu kişiyi iade etmekten veya adlî iş birliği yapmaktan kaçınabilir. Bu madde, uluslararası insan hakları sözleşmeleriyle uyumlu olarak düzenlenmiştir.

4. Savunma Hakkına İlişkin Güvencelerin Bulunmaması

Adil yargılanma hakkı, uluslararası hukukta temel bir ilkedir. Eğer talepte bulunan devlette savunma hakkına ilişkin temel güvencelerin bulunmadığı tespit edilirse, Türkiye bu talebi reddedebilir. Bu, sanıkların adil bir yargılama sürecine tabi tutulmasını sağlamak amacıyla uygulanmaktadır.

6706 sayılı Kanun, Türkiye’nin uluslararası adlî iş birliği süreçlerinde egemenlik haklarını, insan haklarını ve adil yargılanma ilkesini koruma amacını taşımaktadır. Özellikle siyasî suçlar, insan hakları ihlalleri ve kamu düzenine yönelik tehditler, iş birliği taleplerinin reddedilmesi için önemli gerekçeler arasında yer almaktadır. Bu çerçevede, her adlî iş birliği talebi, somut olay bazında titizlikle değerlendirilmekte ve uluslararası hukuk kuralları gözetilerek karar verilmektedir.

İADENİN KABUL EDİLMEYECEĞİ HALLER

Ceza hukukunda uluslararası adli iş birliği kapsamında en önemli konulardan biri de iade talepleridir. Ancak her iade talebi kabul edilmemektedir. 6706 sayılı Cezai Konularda Uluslararası Adli İş Birliği Kanunu’nun 11. maddesi, hangi durumlarda iade taleplerinin reddedileceğini düzenlemektedir.

Kanunun 11. maddesi uyarınca, aşağıda belirtilen durumlarda iade talebi kabul edilmez :

  1. Kişinin Türk Vatandaşı Olması : Uluslararası Ceza Divanı’na taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere, Türk vatandaşlarının iadesi kabul edilmez.
  2. Kişinin İnsan Hakları İhlallerine Maruz Kalma Riski
    • Kişinin ırkı, etnik kökeni, dini, vatandaşlığı, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasî görüşleri nedeniyle soruşturma veya kovuşturmaya maruz bırakılacağı ya da cezalandırılacağına dair kuvvetli şüphe bulunması.
    • İşkence veya kötü muameleye maruz kalma ihtimalinin olması.
  3. Fiilin Niteliği
    • Düşünce suçu, siyasî suç veya siyasî suçla bağlantılı bir suç olması.
    • Sırf askerî suç niteliğinde olması.
    • Türkiye Devleti’nin güvenliğine karşı işlenmiş olması.
    • Türkiye’nin yargılama yetkisine giren bir suç olması.
    • Zamanaşımı veya affa uğramış olması.
  4. Daha Önce Türkiye’de Hüküm Verilmiş Olması
    • Kişi hakkında aynı fiil nedeniyle Türkiye’de beraat veya mahkûmiyet kararı verilmişse iade talebi reddedilir.
  5. Cezanın Niteliği
    • Ölüm cezası ya da insan onuru ile bağdaşmayan bir ceza gerektiriyorsa iade talebi reddedilir.
    • Ancak, talep eden devletin bu cezayı infaz etmeyeceğine dair güvence vermesi hâlinde iade kabul edilebilir.
  6. Kişisel ve Ailevi Durumlar
    • Kişinin on sekiz yaşını doldurmamış olması.
    • Uzun süredir Türkiye’de bulunması.
    • Evli olması gibi kişisel durumları nedeniyle, iadenin kendisini veya ailesini fiilin ağırlığıyla orantısız şekilde mağdur edecek olması.

suclularin-iadesi-iade-yargilamasi

Yargıtay 11. Ceza Dairesi  06.03.2023 tarihli, 2023/730 E. ve 2023/1240 K. sayılı kararında “6706 sayılı Kanun’un ‘İadenin kabul edilemeyeceği haller’ başlıklı 11 inci maddesindeki; ‘İadesi talep edilen kişinin, talep tarihinde on sekiz yaşını doldurmamış olması, uzun zamandan beri Türkiye’de bulunuyor olması veya evli bulunması gibi kişisel halleri nedeniyle, iadenin kişinin kendisini veya ailesini, fiilin ağırlığı ile orantısız şekilde mağdur edecek olması durumunda iade talebi kabul edilmeyebilir.’ şeklindeki düzenleme ve

iadesi talep edilen müdafiinin 08.11.2022 tarihli dilekçesi ile ekinde sunulan evlilik cüzdanından …’nın 07.11.2022 tarihinde Türk Vatandaşı S.B. ile evlendiğinin anlaşılması karşısında; iadesi talep edilen kişinin ailevi durumu ile alakalı araştırma yapıldıktan sonra, belirtilen düzenleme uyarınca bir değerlendirme yapılmak suretiyle iade talebinin kabul edilebilir olup olmadığına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmesinde zorunluluk bulunması” şeklinde karar verilmiştir.

Yargıtay 11. Ceza Dairesi ilamında da görüleceği üzere, iadesi talep edilen kişi hakkında yürütülen yargılamalarda 6706 sayılı Kanun 11. maddesi hükümleri tek tek değerlendirilmeli; Türk vatandaşı ile evlilik hali, uzun zamandır Türkiye’de bulunması ve ailevi durumunun belirtilen düzenleme gereğince incelenerek iade talebinin kabul edilebilir olup olmadığına karar verilmesi zorunludur.

İade taleplerinin kabul edilebilir olup olmadığına karar verilirken AİHS ve ek protokol yükümlülüklerinin tamamını gözetilmedir. Özellikle yukarıda yer verilen emsal karar kapsamında belirtmek gerekir ki, kişinin aile ve sosyal hayatının tümü ile Türkiye’de kurulmuş olması ve Türkiye’de Türk vatandaşı ile evli olması iade talebinin değerlendirilirken muhakkak aile hayatına saygı hakkının gözetilmesini beraberinde getirmektedir.

AİHM, aile birliği güvencesini ihlal edilmesini özel hayata saygı hakkının ihlali olarak değerlendirmektedir. Nitekim, sözleşme, yabancıların ülkeye girişi veya oraya yerleşmeleri hususundaki bir hakkı güvence altına almamakla birlikte kişinin yakın aile bireylerinin bulundugu bir ülkeden ayrılmak zorunda olması, belirli koşullar altında aile hayatına saygı hakkının ihlal edilmesine neden olabilir (Boultif/Isviçre, B. No: 54273/00, 2/8/2001, § 39). Aile hayatına saygı hakkının yalnızca vatandaşlar tarafından değil hukuka uygun şekilde ikamet eden yabancılar tarafından oluşturulan aile birliklerini de koruduğunun kabulü gerekir. Bunun yanı sıra kimi zaman ülkede hukuka aykırı olarak bulunan yabancıların aile yaşamının da belirtilen güvenceden yararlanması söz konusu olabilir. (Slivenko/Litvanya, B. No: 48321/99, 9/10/2003, § 94; Amara/Hollanda (k.k.), B. No: 6914/02, 5/10/2004).

BM Genelgesi, BM İnsan Hakları Bildirgesi ve AİHS başta olmak üzere iadesi talep edilen yabancının iade talep edilen ülkedeki yargılamasında ve Türkiye’deki iade yargılamalarında temel hak ve hürriyetleri güvence altına alınmalıdır.

İNTERPOL ARAMASI VE İADE YARGILAMASI 

Interpol araması ve iade yargılaması, ceza hukuku ve uluslararası iş birliği çerçevesinde birbiriyle bağlantılı iki süreçtir. Özellikle kırmızı bülten, iade sürecinin başlatılmasında önemli bir rol oynar. Kırmızı bültenle aranan bir kişi yakalandığında, hakkında iade süreci başlatılabilir.  Ancak belirtmek gerekir ki, Kırmızı bülten, iade talebine dayanak oluşturabilse de, tek başına bağlayıcı bir hukuki işlem değildir.

İade süreci, ilgili ülkenin yargı makamlarının kararına tabidir ve hukuki güvenceler çerçevesinde değerlendirilir. Bu nedenle, kırmızı bültenin varlığı, iadenin kesinleştiği anlamına gelmez; yalnızca sürecin başlatılmasına zemin hazırlar.

Eğer kırmızı bülten hukuka aykırı bir şekilde çıkarıldıysa, hakkında bülten çıkarılan kişi veya avukatı, Interpol’e başvurarak bültenin kaldırılmasını talep edebilir. Eğer bülten kaldırılırsa, iade sürecinin hukuki temeli de zayıflayabilir.

Yargıtay 15. Ceza Dairesi’nin 2018/1366 E. ve 2018/1800 K. sayılı kararında, sanık hakkında kırmızı bülten bulunmadığı tespit edilerek iade talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğu sonucuna varılmıştır. Başka deyişle belirtmek gerekir ki, iade talep edilen kişinin uluslararası seviyede aranıp aranmadığı da iade yargılamalarında gözetilmelidir.

İNTERPOL ARAMASI NASIL KALDIRILIR?

İnterpol aramasını kaldırmak için öncelikle kişinin hangi ülkenin iç mevzuatına istinaden İnterpol’e bildirim yapıldığını, ilgili ceza dosyasının mevcut durumunu teyit etmek gerekir. İlgili kişinin başvuru şartlarını sağlaması halinde öncelikle İnterpol’e başvuru yapılır. Başvuru bizzat ilgili tarafından yahut bu konuda vekaletname verdiği avukat tarafından yapılır. Önemle belirtmek gerekir ki; başvurudan netice alınabilmesi için uluslararası hukuk mevzuatına hakim, İnterpol aramasının kaldırılması konusunda tecrübeli bir avukatla çalışmak önem arz etmektedir.

İnterpol’e başvuru formu eksiksiz doldurularak ve olay izahatını içeren dilekçe ile başvuru yapılır. Bu başvuruya kişinin pasaport tercümeleri, adli sicil kayıtları, mahkeme kararları, ilgili ülkenin iç mevzuatına ilişkin belgeler, varsa kesinleşme şerhleri de eklenerek başvuru yapılır. Başvurular İngilizce, Fransızca, Arapça ve İspanyolca olmak üzere 4 dilde kabul edilmektedir. Komisyon, talepleri yalnızca yazılı beyanlara ve belgelere dayanarak değerlendirir.

Başvurunun İnterpol’e ulaşmasını takiben İnterpol öncelikle Komisyon Kurallarına istinaden değerlendirme yaparak talebin kabul edilir olduğuna ilişkin bir ilgiliye veyahut avukatına bilgilendirme yapar. Bu bilgilendirme INTERPOL Dosyalarının Kontrol Komisyonu (CCF) tarafından yapılmaktadır. INTERPOL Dosyalarının Kontrol Komisyonu (CCF), başvuruya ilişkin bir referans numarası belirlemek suretiyle yazışmaların ilgili referans numarası ile yapılmasını talep eder. Başvurucunun iddialarını değerlendirmeden önce, İnterpol başvurucu ya da vekiline ceza yargılamasının yürütüldüğü devlete müzekkere yazarak başvurucu hakkındaki belgelerin iletilmesini isteyebilir. Ancak bu talebi, başvurucunun ya da vekilinin onay vermesine bağlıdır.

İnterpol aramasının kaldırılması ve İnterpol kaydının silinmesi için yapılan başvurunun İnterpol tarafından kabul edilmesini takiben İnterpol’ün ilgili Komisyon’u başvurucuya ya da avukatına, itirazın görüşüleceği oturumun sayı numarasını ve tarihlerini iletir. İlgili günde Komisyon bir araya gelerek İnterpol kaydının silinmesi ve İnterpol aramasının kaldırılması üzerine değerlendirmeler yapar. Başvurucu vekilinin tüm talepleri ve delilleri bu Komisyon’da Komisyon Tüzüğü esas alınarak değerlendirilir. Bu sebeple başvurucunun ya da vekilinin Komisyon Tüzüğü’nün hangi maddelerinin ihlal edildiği hususunun açıkça beyan etmesi gereklidir.

Komisyon görüşmelerinin tamamlanmasını takiben İnterpol başvurucuya ya da avukatına İnterpol kaydının silindiğine ve İnterpol aramasının kaldırıldığına ilişkin bilgi verir. Karar, İnterpol Genel Sekreterliğine iletilir. KVKK gereği başvurucunun dosyaları İnterpol kayıtlarından tümü ile silinir. Bu aşamadan sonra başvurucu hakkında INTERPOL kanalları aracılığıyla tüm uluslararası polis teşkilatlarıyla işbirliği yapılamaz. Ayrıca İnterpol kaydının silinmesi ve İnterpol aramasının kaldırılmasını takiben İnterpol, üye ülkelerde bulunan tüm birimlerine ulusal veri tabanlarını güncellemesi hususunda bilgilendirmektedir. Bu hususta daha detaylı bilgi edinmek isterseniz ” İnterpol Araması Kaldırma” isimli makalemize göz atabilirsiniz.

İNTERPOL ARAMASI HANGİ DURUMLARDA KALDIRILIR? 

Bir Interpol avukatının, müvekkilinin kırmızı bültenle arandığı durumlarda bu aramanın kaldırılması için başvurabileceği birkaç hukuki yol bulunmaktadır. Bunlar genellikle, aramanın hukuka uygun olup olmadığının ve Interpol kurallarına aykırılık içerip içermediğinin sorgulanması etrafında şekillenir. İşte bu durumların başlıcaları:

1-Hukuka Aykırı Kırmızı Bülten Talepleri : Kırmızı bültenin kaldırılması taleplerinin en yaygın sebeplerinden biri, bültenin hukuka aykırı bir şekilde düzenlenmiş olmasıdır. Bu durum genellikle, talep edilen suçun Interpol’ün yetki alanına girmediği, suçun siyasi, askeri, dini veya ırksal nitelikte olduğu iddiaları ile gündeme gelir. Interpol’ün anayasası gereği, bu tür suçlarla ilgili taleplerin dikkate alınmaması gerekmektedir. Interpol avukatı, müvekkilinin suçlanma gerekçesinin bu kapsamda olup olmadığını inceleyerek, başvuruda bulunabilir.

2-Adil Yargılanma Hakkının İhlali : Kırmızı bülten talepleri her zaman hukuka uygun süreçlere dayanmamış olabilir. Eğer müvekkilin, aranma nedeni olan suçla ilgili olarak adil yargılanma hakkı ihlal edildiyse, yani kişi hakkında bağımsız ve tarafsız bir mahkemede adil bir şekilde yargılama yapılmamışsa ya da yapılmayacaksa, bu durum Interpol’e itiraz gerekçesi olabilir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 6. maddesi gibi uluslararası sözleşmeler, adil yargılanma hakkını güvence altına alır ve Interpol de bu standartlara aykırı talepleri reddedebilir.

3- Zamanaşımı ve Hukuki Dayanak Eksikliği : Bazı durumlarda, kırmızı bülten talepleri zamanaşımına uğramış suçlar ya da hukuki dayanağı olmayan suçlamalarla ilgili olabilir. Örneğin, belirli bir sürenin geçmiş olması nedeniyle kovuşturma yetkisinin ortadan kalkmış olması veya suçun işlenmediğine dair yeterli delil bulunmaması gibi durumlar, Interpol avukatının aramanın kaldırılması için başvuruda bulunabileceği diğer önemli hukuki gerekçeler arasındadır.

4-Siyasi Nitelikli Suçlamalar : Interpol Anayasası’nın 3. maddesi, siyasi, askeri, dini ya da ırksal nitelikli suçlamalarla ilgili taleplerin dikkate alınmamasını öngörmektedir. Bu nedenle, bir kişinin kırmızı bültenle aranmasına neden olan suçun siyasi amaçlı bir kovuşturma veya cezalandırma aracı olarak kullanıldığı durumlarda, bu talebin iptali mümkündür. Bir Interpol avukatı, müvekkilinin siyasi bir kovuşturmanın mağduru olduğunu kanıtlayarak aramanın kaldırılması için başvuruda bulunabilir.

5-İltica Durumu ve Uluslararası Koruma : Eğer kişi, aranma süreci boyunca bir başka ülkeden iltica hakkı kazanmış veya uluslararası koruma altına alınmışsa, bu durum Interpol tarafından göz önünde bulundurulabilir. Uluslararası koruma statüsündeki bir kişi hakkında kırmızı bülten çıkarılması, hem ulusal hem de uluslararası hukuka aykırı olabilir. Bu nedenle, Interpol avukatı, müvekkilinin iltica ya da koruma statüsünü kullanarak aramanın kaldırılmasını talep edebilir.

SUÇLU İADESİ OLMAYAN ÜLKELER 

Suçluların iadesi, devletler arasında adli iş birliğinin önemli bir parçasıdır. Ancak, bazı ülkeler belirli nedenlerle suçlu iadesi yapmamaktadır. İade anlaşmalarına taraf olmayan devletler, iç hukukları gereği iade etmeyen ülkeler veya politik nedenlerle suçlu iadesini reddeden devletler mevcuttur. İç hukuk kuralları gereği kendi vatandaşlarını iade etmeyen ülkeler, ikili veya çok taraflı iade anlaşmalarına taraf olmayan ülkeler, siyasi suçlar ve insan hakları ihlalleri nedeniyle iade yapmayan ülkeler bulunmaktadır.

Devletler arasında suçlu iadesi genellikle ikili anlaşmalar veya çok taraflı sözleşmeler ile yürütülmektedir. Ancak bazı ülkeler, Türkiye veya diğer devletlerle suçlu iadesi anlaşması yapmamıştır. Bu durumda, Türkiye’nin söz konusu ülkeye yaptığı iade talepleri hukuki bir dayanağı olmadığı için yerine getirilememektedir. Örneğin;  Çin ve Tayvan arasında iade anlaşması bulunmamaktadır veyahut ABD, bazı ülkelerle suçlu iadesi anlaşmasına sahip değildir, Kuzey Kore ise  suçlu iadesine ilişkin uluslararası iş birliği yapmamaktadır.

Bazı ülkeler, kendi vatandaşlarını başka bir devlete teslim etmeme prensibini benimsemiştir. Bu ülkelerde, şahıs ne kadar ağır bir suç işlemiş olursa olsun, yabancı bir ülkeye teslim edilmez.Örneğin: Rusya, kendi vatandaşlarını iade etmemektedir. Brezilya ve Venezuela vatandaşlarının iadesini reddeden ülkeler arasındadır.

Bazı ülkeler ise  siyasî suçlar veya insan hakları ihlalleri riski nedeniyle suçlu iadesi yapmamaktadır. Uluslararası hukukta, bir kişinin siyasî suç nedeniyle iade edilmesi genel olarak yasaklanmıştır. Aynı zamanda, ilgili kişinin işkence, kötü muamele veya adil yargılanma hakkı ihlaliyle karşılaşacağı düşünülüyorsa, iade talebi reddedilmektedir. Örneğin, Kanada, insan hakları ihlalleri iddiaları bulunan ülkelere iade yapmaktan kaçınmaktadır veya İsviçre, siyasî suçlar söz konusu olduğunda iade taleplerini dikkatle değerlendirir ve reddedebilir.

SUÇLULARIN İADESİ İADE YARGILAMASI 6706 SAYILI KANUN

SIKÇA SORULAN SORULAR

İade talebi hangi suçlar için kabul edilebilir?

Soruşturma veya kovuşturma aşamasında, talep eden devlet hukuku ve Türk hukukuna göre üst sınırı bir yıl veya daha fazla hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren suçlar için iade talebi kabul edilebilir. Kesinleşmiş mahkûmiyet kararları bakımından ise, hükmolunan cezanın en az dört ay hürriyeti bağlayıcı ceza olması gerekir.

Türk vatandaşları iade edilebilir mi?

Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere, iadesi talep edilen kişinin Türk vatandaşı olması hâlinde iade talebi kabul edilemez.

İade talebi hakkında karar vermeye yetkili mahkeme hangisidir?

İade talebi hakkında karar vermeye, kişinin bulunduğu yer ağır ceza mahkemesi yetkilidir. Kişinin bulunduğu yer belli değilse, Ankara ağır ceza mahkemesi yetkilidir.

İade edilen kişi hangi suçlardan yargılanabilir?

İade edilen kişi, ancak iade kararına dayanak teşkil eden suçlardan dolayı yargılanabilir veya mahkûm olduğu ceza infaz edilebilir.

Birden fazla devletin iade talebinde bulunması durumunda ne yapılır?

Aynı kişi hakkında birden fazla devlet tarafından iade talebinde bulunulması hâlinde, suçların ağırlığı ve işlendiği yer, taleplerin geliş sırası, kişinin vatandaşlığı ve yeniden iade edilme ihtimali gibi şartlar dikkate alınarak, hangi iade talebinin öncelikli olarak işleme alınacağı Adalet Bakanlığı tarafından belirlenir.

İade sürecinde sınır dışı etme işlemi nasıl gerçekleştirilir?

Yabancı, iade sürecinde Adalet Bakanlığı’nın görüşü alınmadan sınır dışı edilemez. Özellikle, iade talebi reddedilen devlete, Adalet Bakanlığı’nın görüşü alınmadan sınır dışı işlemi yapılamaz.

Türk Vatandaşı ile Evliyim, İade Edilir miyim? 

Bir kişinin Türk vatandaşı ile evli olması, iade edilip edilmeyeceği konusunda tek başına kesin bir engel teşkil etmez. Ancak, 6706 sayılı Cezai Konularda Uluslararası Adli İş Birliği Kanunu ve uluslararası sözleşmeler kapsamında, evlilik gibi kişisel durumlar iade yargılamasında dikkate alınan unsurlar arasında yer alabilir. Eğer kişi Türkiye’de uzun süredir ikamet ediyor ve ailesiyle birlikte yaşamını burada sürdürüyor ise, mahkemeler aile birliğinin bozulmaması için iade talebini reddedebilir. Somut olay özelinde değerlendirilmesi gerekir.

Rızaya dayalı iade nedir?

Kişi, iadeye rıza göstermesi hâlinde, normal iade usulü uygulanmadan talep eden devlete iade edilebilir. Ağır ceza mahkemesince kişiye, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda belirtilen haklarıyla birlikte rızaya dayalı iadenin mahiyeti ve hukuki sonuçları anlatılır.

İnterpol Aramasının Kaldırılması Ve İnterpol Kaydının Silinmesi Ne Kadar Sürmektedir?

Başvurunun usulüne uygun ve eksiksiz şekilde yapılmasını takiben ortalama 1 ay içerisinde İnterpol tarafından talep kabul edilir ve değerlendirmeye alır. Başvurunun değerlendirilmesi ve Komisyon görüşmelerinin tamamlanması ortalama 8 ay sürmektedir.

İnterpol Aramasının Kaldırılmasının Hukuki Sonuçları Nelerdir?

İnterpol kaydı silinen ve İnterpol araması kaldırılan kişi hakkında artık INTERPOL kanalları aracılığıyla uluslararası polis teşkilatlarıyla işbirliği yapılamaz. Ayrıca İnterpol kaydının silinmesi ve İnterpol aramasının kaldırılmasını takiben İnterpol, üye ülkelerde bulunan tüm birimlerine ulusal veri tabanlarını güncellemesi hususunda bilgilendirmektedir. Ancak şu hususu önemle belirtmek isteriz, İnterpol kaydının silinmesi ile kişinin yalnızca INTERPOL Bilgi Sistemindeki verileri silinmektedir. İnterpol bir yargılama merci değildir. INTERPOL kayıtlarının silinmesi veyahut arama kaydının silinmesini aşan her işlem için ilgili ulusal makamlarla temasa geçilmelidir.

İnterpol Kırmızı Bülten Kaldırma İşlemi Nasıl Yapılır?

İnterpol kırmızı bülten kaldırma işlemi için İNTERPOL merkezine yazılı başvuru yapılması ve sürecin takip edilmesi gerekir.

NOT: Bu sorular ve yanıtları, 6706 sayılı Kanun kapsamında iade yargılaması sürecine dair genel bir bilgilendirme sunmaktadır. Her somut olayın kendi koşulları içinde değerlendirilmesi gerektiğinden, spesifik durumlar için hukuki danışmanlık alınması önemlidir.

SONUÇ 

6706 sayılı Kanun kapsamında iade yargılaması, suçluların iadesi talep edilen ülkeye iadesi amacıyla uluslararası iş birliğini sağlayan hukuki bir süreçtir. Ancak iade talepleri, sadece şekli şartların sağlanmasıyla kabul edilmez; insan hakları, suçun niteliği ve Türkiye’nin kamu düzeni de dikkate alınarak değerlendirilir. Mahkemeler, iade talebine konu kişinin vatandaşlık durumu, aile bağları ve adil yargılanma hakkı gibi unsurları göz önünde bulundurarak karar verir. Sonuç olarak, iade süreci hem ulusal hem de uluslararası hukuk kurallarına uygun şekilde yürütülmeli ve bireylerin temel hakları korunarak adaletin sağlanması hedeflenmelidir. Bu hususta hukuki danışmanlık alınması önem arz etmektedir.